Taraflar arasında birleştirilerek görülen davalarda;
Davacılar, maliki oldukları .. ve .. parsel sayılı taşınmazları Kuran kursu yapılması şartıyla 2007 yılında davalı vakfa bağışladıklarını, aradan üç yıl geçtiği halde Kuran kursunun yapılmadığını, arsanın halen boş olduğunu, davalı vakfın taşınmazların toplam miktarının dini tesis yapılması için yeterli olmadığını bildirdiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, bağışın koşulu olmadığını, hak düşürücü sürenin geçirildiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların şartlı olarak davalı vakfa bağışlandığı, davalı vakfın edimlerini yerine getirmediği, taşınmazların miktarı itibariyle dini tesis yapılmasına uygun olmadığı, bundan sonra da koşulun yerine getirmesinin mümkün bulunmadığı gerekçeleri ile davaların ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece, davacıların davalı vakfa müracaat evrakları ve dosyada mevcut belgeler ile bağışın koşullu olduğu, davalı vakıf tarafından koşulun yerine getirilmediği ve koşulu gerçekleştirme olanağının da bulunmadığı belirlenerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine;
Ne varki, davalı vakfın yargı harçlarından muaf olmadığı gözetilerek dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen değerleri üzerinden nispi harç alınması gerekirken, harca hükmedilmemiş olması doğru olmadığı gibi keşfen belirlenen değer dava dilekçesinde gösterilen değerlerden düşük olduğu ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30.06.2011 tarih 2011/321 sayılı YD kararı gereğince Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinin “…belirlenen bu ücret Tarifenin 2. kısmının 2. bölümüne göre tespit edilen ücretten az olamaz" kısmının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kararı da gözetilerek belirlenen bu değerler üzerinden nispi avukatlık ücreti takdiri gerekirken davacılar yararına fazla avukatlık parasına hükmedilmiş olması da doğru değildir.
Davalının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.