Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/13752 Esas 2012/1825 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/13752
Karar No: 2012/1825
Karar Tarihi: 23.2.2012

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/13752 Esas 2012/1825 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu, kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazların tapu iptali ve terkini talebinden ibarettir. İlk mahkeme kararı davalı lehine verilmiştir. Ancak Hazine tarafından temyiz edilen karar bozulmuş ve hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak iptal edilen yasanın kazanılmış hakkı etkilemeyeceği açıklandıktan sonra, davanın kısmen veya tamamen kabul edilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Bu sebeple karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise 5841 sayılı Yasa, Anayasa'nın 153. Maddesi, 6099 sayılı Yasa ve 1086 sayılı HUMK'nın 428.maddesi şeklindedir.
1. Hukuk Dairesi         2011/13752 E.  ,  2012/1825 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SİLİVRİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/11/2009
    NUMARASI : 2009/151-2009/386

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden davalıya ait .. ve .. parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldıklarını, özel mülkiyete konu olamayacaklarını ileri sürerek tapu iptali ve terkin isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece " çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının Hazinenin de taraf olduğu tescil ilamı sonucu oluştuğu, hazine yönünden kesin hüküm teşkil edeceği gözetilerek tescil hükmünün dayanağı tescil haritasının uygulanmak suretiyle kaydın kapsamının tayin edilmesi sonucuna göre bir karar verilmesi" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş, yapılan yargılama sonucu kadastro tespitinin kesinleşmesi ile dava tarihi arasında on yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava; tapu iptal, kayıt terkini isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece kurulan hükmün temyizi üzerine; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddinin doğru olduğu, ancak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti yönünden bozulduğu görülmektedir.Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve 23.7.2011 tarihinde de resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir. Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Zira kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer. Hal böyle olunca; çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının Hazinenin de taraf olduğu tescil ilamı sonucu oluştuğu anlaşıldığından, işin esasının Dairenin 13.10.2008 tarih 2008–1016 esas 2008–10132 karar sayılı bozma ilamında bildirilen ilkeler doğrultusunda, tescil ilamının dayanağı tescil haritasının uygulanması suretiyle kapsamının tayin edilmesi sonucuna göre davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.
    Davacı vekilinin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara