Esas No: 2011/14377
Karar No: 2012/1774
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14377 Esas 2012/1774 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: CEYHAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2010
NUMARASI : 2008/81-2010/276
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu taşınmazın öncesinin yol niteliği ile tespit harici bırakılan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden iken ihdasen .. ada .. parsel olarak davalı Belediye adına, ardından da imar uygulaması ile oluşan .. ada .. parsel, .. ada .. parsel ve .. ada .. parsel sayılı taşınmazların davalılar adına imar ve satış işlemleriyle tescil edildiğini ileri sürüp, tapu kayıtlarının iptali ile mülkiyetinin yol niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, "idari işlemin idare mahkemesinde iptal edildiği, ancak davalı şirketlerden yol bulan A.Ş. ve ... Proje Ltd. Şirketi"nin kötü niyetli olduklarının davacı tarafça ispatlanamadığı" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı Kurtpınar Belediye Başkanlığı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere, hükmün dayandığı hukuki sebebe göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından, Hazinenin tüm temyiz itirazları yerinde değildir, reddine:Davalı Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarına gelince; hakkında dava kabul edilen 139 ada 3 no"lu imar parselinin dayanağını teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edildiği, Adana 1. İdari Mahkemesinin 2008/1258 E. 2008/2157 K. sayılı kararı ile sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. Somut olayda, sicil kaydı iptal edilen ve kabul kapsamına alınan taşınmazlar yönünden kaydın dayanağını teşkil eden idari işlemin iptal edilmesiyle, sicil kaydının TMK."nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği ve sicilin iptaline karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Ne varki, somut olayın özelliğine göre, taşınmazın imar öncesi durumunun açıklığa kavuşturulması, eldeki davanın çözümü bakımından önem arzeder. Dosya içeriğine göre, kabul kapsamına alınan yerlerin kapanmış yol niteliğinde olduğu sabit olup, bu tür özellik taşıyan taşınmazların 3194 sayılı Yasanın 17. maddesi hükmü uyarınca Belediye adına tescil edilmesini, 2644 sayılı Tapu Kanununun 21. maddesi hükmü de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescilini öngörmüştür.
Öyle ise, taşınmazların imar öncesinde Hazine ile bir mülkiyet bağlantısı bulunmadığına göre, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek bu taşınmazlar bakımından da davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Bu nedenle, imar işleminin iptal edilmiş olması Hazineye mülkiyetten kaynaklanan bir hak bahşetmeyeceğinden, neticeye etkili değildir.
Davalı Belediye Başkanlığının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.