Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davacısı C.. D.., davalısı A.. Konut Yapı Kooperatifi olan elatmanın önlenmesi davası sonucunda verilen kesinleşmiş kararın mülkiyetin tesciline değil tespitine ilişkin hüküm ihtiva ettiği halde, hatalı anlaşılarak mülkiyet hakkını etkileyecek şekilde tescil işlemi yapıldığını, davalının bu durumun düzeltilmesi için davet edildiği halde davalının davete icabet etmediğini ileri sürüp, M.K.1027 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 85. maddesi uyarınca .. ada. parselin tapu kaydının düzeltilerek C.. D..adına tescilini istemiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir.
Mahkemece, Tapu Sicil Müdürlüğünün bu davayı açmaya yetkisinin bulunmadığı, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, sicil kaydının düzeltilmesi isteğine ilişkin olup mahkemece, davacı Tapu Sicil Müdürlüğünün aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Tapu Sicil Müdürlüğü, C.. D.. tarafından A.. Konut Yapı Kooperatifi aleyhine Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1097 E. 2009/342 K. sayı ile görülüp 14.7.2009 günü sulhun tesciline karar verilerek neticelendirilen ve temyiz edilmeksizin kesinleşen elatmanın önlenmesi davası sonunda verilen sulhun tesciline ilişkin kararın, hataya düşülerek tescil ilamı gibi değerlendirilip, yanılgılı değerlendirme ile çekişmeli taşınmazın sicil kaydında mülkiyet değişikliği yapıldığını ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Gerçekten de, her nekadar 1086 sayılı HUMK"da davayı sona erdiren sebeplerden biri olarak sulh açık bir şekilde düzenlenmemiş ise de, gerek öğretide, gerekse Yargıtay içtihatları ile taraflar arasındaki sulhun davayı sona erdiren taraf işlemi olarak benimsendiği tartışmasızdır.Nitekim, 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun 313 ve müteakip maddelerinde sulhü davaya son veren taraf işlemi olarak hükme bağlanmıştır.Bu yasal düzenlemeler karşısında sulhle neticelenen dava bir tapu iptal ve tescil davası olmayıp, o davanın tarafları arasında çekişme konusu edilen taşınmazların kullanım şeklini belirleyen bir tespit hükmü olduğundan, taşınmazın eldeğiştirmesini gerektiren ve mülkiyet değişikliğini sağlayan bir işlem değildir. Bilindiği üzere; Tapu Sicil Tüzüğü"nün 85. maddesi "Kütük üzerinde belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir. Belgeye aykırı yazımın veya tescilin düzeltilmesine, ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, müdür deftarlık veya mal müdürlüğünden düzeltme için dava açılmasını, talep eder. Hazine avukatı bulunmayan yerlerde bu düzeltmeler için müdürlük tarafından re"sen dava açılır. Ikinci ve üçüncü fıkralardaki durum, ayrıca kütük sayfasının beyanlar sütununda belirtilir. (Değişik son fıkra: 8.11.2004-2004/8109 K.) Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde belgesine aykırı olarak basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi halinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, re"sen düzeltme yapılır" şeklinde olup, doğrudan dava açmaya engel bir yasal düzenleme içermemektedir.
Diğer taraftan, 2.11.2011 tarihli Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine ilişkin 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu kararname kapsamında kalan kurumlara dava açma yetkisi verilerek bu yetkinin ne şekilde ve nasıl kullanılacağı 6. 7. ve 8. maddelerde duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulmuştur. Bu belirlemelere göre, davacı idarenin dava açma yönünden sıfatının bulunmadığını söylemek olanaksızdır.Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması, hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi için karar bozulmalıdır.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.