Esas No: 2011/14181
Karar No: 2012/1707
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14181 Esas 2012/1707 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2011
NUMARASI : 2007/347-2011/366
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, ortak mirasbırakanları M.. A..’dan miras yoluyla intikal eden 28 parça taşınmazdaki payının 16.11.1995 tarihinde Birecik Noterliğinde düzenlenen sahte vekâlete dayalı olarak vekil kılınan dava dışı M.. C.. aracılığıyla davalılara tapuda satış gösterilmek suretiyle temlik edildiğini, vekâletnamedeki parmak izinin kendisine ait olmadığını, tapuya başka bir kadının götürülerek "G.." olarak tanıtıldığını, satış iradesinin olmadığını ileri sürerek çekişmeli paylara ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Ş.. M.. A.. ve A.. A.., iddiaların yersiz ve dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davalılardan M.. A.. ve K.. A.. yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden ise sahtecilik olgusunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece; iddianın sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak mirasbırakanından intikal eden 28 parça taşınmazda 16/11/1995 tarihli vekaletname kullanılmak suretiyle vekil M... C.. tarafından 24/11/1995 tarihinde taşınmazların bir kısmının 07/10/1996 tarihli akitle de kalanların davalılara satış yoluyla temliki edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, intikal ve temlikte kullanılan vekaletnamede yer alan parmak izinin kendisine ait olmadığını, sahte işlemlerle maliki bulunduğu payların davalılara intikal ettirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış ve mahkemece anılan vekaletname nedeniyle Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden elde edilen raporda parmak izi usulüne uygun şekilde alınmadığından aidiyetinin saptanamadığı bildirildiğinden, davalılardan Ş.. M.. ve A. A. yönünden iddianın kanıtlanamadığı, diğer davalılar bakımından da dava tarihinde ölü oldukları gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiştir.
Gerçekten de; davalılardan M. ile K. davanın açıldığı tarihte ölüdür. TMK"nun 28. maddesi hükmüne göre ölümle hukuki şahsiyet son bulur. 04/05/1978 tarih, 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da ölü kişi aleyhine dava açılması mümkün olmadığı gibi ıslah yoluyla dahi olsa mirasçıların davaya dahil edilmek suretiyle davanın yürütülmesine olanak bulunmamaktadır. Öyle ise intikalle tereke TMK"nun 688 ve takip eden maddelerde öngörülen paylı mülkiyet haline dönüştüğünden M.. ve K. hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu hususa ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Ancak Adli Tıp Kurumu, Fizik İhtisas Dairesi intikal ve temlikte kullanılan vekaletnamedeki parmak izinin usulü dairesinde alınmadığı gerekçesiyle vekaletnamenin sahte olup olmadığının tespit edilemediğini rapor etmiş ise de, davacı, delilleri arasında tanık ifadelerine yer vererek vekaletnamenin sahte olduğunu iddia ettiğine göre vekaletnamede yer alan tanıklar yanısıra aynı vekaletnameye imza atan diğer mirasçıların da tanık sıfatıyla beyanlarının alınması, vekil kılınan M.. C."ın da keza aynı şekilde beyanına müracaat edilmesi hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik tahkikatle yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetli değildir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.