Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 1584 sayılı parselin bir kısmına, komşu .. parsel maliki olan davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ağaçların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusunu taşınmazların murislerinden intikal ettiğini, babasının gösterdiği sınırlar dâhilinde 25 yıldır kullandığını, zeytin ağaçları diktiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalının davacıya ait çaplı taşınmazın 634 m2’lik kısmına zeytin ağacı dikmek suretiyle müdahale ettiğinin keşfen sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım isteklerine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Gerçekten de; kayden davacıya ait çekişme konusu parsele, davalının haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın müdahale ettiği saptanmak, zeytin ağaçlarından kaynaklanan davalının varsa kişisel bir hakkı ayrı bir davaya konu edilebileceği gözetilmek ve çapa üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, elatmanın önlenmesi isteği yanında yıkım isteği de bulunmaktadır. Davalı temyiz aşamasında 2011/254 esas sayılı dava dosyası ile tapu iptal ve tescil davası açtığını bildirmiştir. Açılan davanın kabulü halinde eldeki davada yıkım isteğinin kabul edilmiş olması ileride telafisi imkansız bir zarar doğuracağından bu dava bakımından bekletici mesele kabul edilerek iptal tescil davasının neticesine göre kal yönünden bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de; 6100 sayılı HMK"nun 297/1-c maddesinde (1086 sayılı HUMK"nun 388.maddesi) vurgulanan mahkeme hükmünün gerekçeli olması gerektiğine ilişkin düzenlemeye uyulmamış olması da doğru değildir.
Davalı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.