Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/13879 Esas 2012/1666 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/13879
Karar No: 2012/1666
Karar Tarihi: 20.02.2012

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/13879 Esas 2012/1666 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalının mirastan mal kaçırmak amacıyla yapılan bakıp gözetme sözleşmelerinin miras payı oranında iptali ile adına tescilini talep etti. Mahkeme, davanın reddine karar verdi ancak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun kararı ve muvazaa ile ilgili ilke ve olguların göz önünde bulundurulması gerekliliğine vurgu yaparak, mahkemenin hükmünün bozulmasına karar verdi. Kararda belirtilen kanun maddeleri: Borçlar Kanunu madde 511, Borçlar Kanunu madde 514, Borçlar Kanunu madde 18, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2011/13879 E.  ,  2012/1666 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/04/2011
    NUMARASI : 2010/130-2011/156

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalının üvey annesi olduğunu, müşterek muris Y.. U.. ile davalı arasındaki 16.12.2002 ve 27.12.2002 tarihli ölünceye kadar bakma akitlerinin mirastan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek, akitlere konu 34 ve 114 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı, murisin mal kaçırma amacı olmadığını, kendisinin de sözleşmeden kaynaklanan edimini tam olarak yerine getirdiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bakıp gözetme akdinin koşullarının yerine getirilmediğinden bahisle iptalini isteme hakkının kural olarak bakım alacaklısı olan murise ait olduğu, ölümünden sonra mirasçılarının bunu ileri süremeyecekleri, bakım ihtiyacının akitten sonra veya bakım alacaklısının ölümüne kadar çok kısa sürmüş bulunmasının akdin geçerliliğini etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Getirtilen kayıt ve belgelerden; miras bırakan Y.."nın davalı ikinci eşi A.."ye 16/12/2002 tarihinde ..nolu parselini, 27/12/2002 tarihinde de 114 nolu parselini ölünceye kadar bakma koşuluyla temlik ettiği, 21/09/2009 tarihinde ölünce, geride davacı kızı ve davalı ikinci eşi ile dava dışı iki oğlunun kaldığı görülmektedir.
    Murisin davacı kızı, temliklerin muvazaalı biçimde yapıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Ne varki, yapılan araştırmanın hükme yeterli bulunduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır (B.K.m.511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa"nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer(B.K.m.514). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında aslolan, tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır(B.K.m.18). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunu değil de bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de; sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.
    Somut olayda, temlike konu edilen çekişmeli taşınmazların değerleri saptanmış ise de, muris üzerinde kalan diğer taşınmazların değerleri belirlenmemiş, temlik edilenlerin değerlerinin murisin genel mal varlığı içerisindeki oranı üzerinde durulmamış, sonuç itibariyle sözleşmenin gerçekten edim karşılığı ölünceye kadar bakma biçiminde samimi bir sözleşme olup olmadığı, diğer bir deyişle mal kaçırma kastı ile hareket edilip edilmediği ortaya konulmamıştır.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve olgular çerçevesinde araştırma yapılarak murisin gerçek iradesinin açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının, temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara