Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 296 parsel sayılı taşınmazına komşu 291 sayılı parsel malikleri davalılar M. ve M.. K."ın yaklaşık 4,5 ilâ 5 dönümlük kısmı uzun süredir ekip, mahsullerini toplamak suretiyle müdahale ettiklerini, 290 parsel sayılı taşınmaz malikleri olan diğer davalıların da 4 ilâ 5 dönümlük bölüme aynı şekilde müdahalede bulunduklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalılar M.. ve M., 1950"li yıllarda Toprak Tarım Reformu ile 125 dönüm arazi verildiğini, o tarihten beri kullanımlarının değişmediğini belirterek, davanın reddini savunmuşlar, davalı İsa, davayı kabul etmediğini beyan etmiş, diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, davalılar İsa, A.. ve Z.. yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılar M..ve M.. K..yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar M.. ve M.. K.. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; dava dilekçesinde ecrimisil istemi yönünden dava değeri gösterilmiş, elatmanın önlenmesi istemi bakımından ise herhangi bir değer belirtilmemiş ve yargılama sırasında da anılan istek bakımından harç ikmali yapılmamış, mahkemece de hükmedilen ecrimisil miktarı üzerinden harç tahsili cihetine gidilmiştir.
Oysa, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK"nun 413 ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı kuşkusuzdur. Başka bir ifade ile, elatmanın önlenmesi davaları Harçlar Yasasının 16. maddesi uyarınca nispi harca tabi olup, harç ikmali yapılmadan davanın sürdürülmesi olanaksızdır.
Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30.ve 32.maddelerinde hükme bağlamıştır.
Hal böyle olunca, hakkında kabul kararı verilen davalılar bakımından, elatmanın önlenmesi isteğine yönelik olarak dava değeri belirlenip, harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken, anılan husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalılar M..ve M..’in, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 Sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.