Esas No: 2013/32453
Karar No: 2016/4866
Karar Tarihi: 16.05.2016
Resmi belgede sahtecilik - nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/32453 Esas 2016/4866 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : a-TCK"nın 204/1, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
b-TCK"nın 158/1-f, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ... müdafii ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların, keşidecisinin ... olduğu, 6.000 TL bedelli çeki katılana vermek suretiyle bir araç satın aldıkları, çekin bankaya ibrazında tamamen sahte oluşturulmuş olduğunun belirlendiği, böylece sanıkların resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık ve katılan beyanları ile dosya kapsamına göre, suçların sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın herhangi bir gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık ve katılan beyanları ile dosya kapsamına göre, suçların sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin herhangi bir gerekçeye dayanmayan sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2012/3-153 Esas ve 2012/179 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, tekerrüre esas oluşturacak nitelikte hükümlülüğü bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinde düzenlenen ve güvenlik tedbirleri arasında sayılan tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren durumun, ilk defa duruşmada ortaya çıkan bir hal olmadığı, tekerrür hükümlerinin, önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde uygulandığı, buna göre, sanığın, önceden işlediği bir suçtan dolayı hakkında bir mahkumiyet kararı verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, kısacası sabıkalı olduğunu bildiğinin kabul edilmesi gerektiği dikkate alınarak, sorgusu yapılan sanığın yüzüne karşı adli sicil kaydının okunmuş olması halinde, yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda, ayrıca TCK"nın 58. maddesi gereğince ek savunma verilmesinin gerekmediği, somut olayda ise, 06/06/2011 günlü talimat duruşmasında, sorgusu yapılan sanığın adli sicil kaydının okunmadığının anlaşılması karşısında, sanığa, adli sicil kaydının okunup diyecekleri sorulmadan ve adli sicil kaydında yer alan tekerrüre esas ilamın kendisine ait olup olmadığı yönünde ek savunma hakkı tanınmadan hüküm kurmak suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 16/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.