Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14126 Esas 2012/1579 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14126
Karar No: 2012/1579

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14126 Esas 2012/1579 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, ortak miras bırakanın satış suretiyle davalı oğluna taşınmazları temlik ettiğini ancak bu işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu iddia ederek tapu iptali ve mirasçılar adına tescil istemiş. Müdahil talep eden kişi ise kendisinin de mirasçı olduğunu ve taşınmaz üzerinde murisin rızasıyla yaptırmış olduğu evinin bulunduğunu belirterek davaya müdahil olmuş. Mahkeme ise muvaza olgusu sabit görülerek davanın kabulüne karar vermiş. Karar temyiz edilmiş ve Yargıtay, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet olmasından dolayı dava dışı ortakların olurlarının alınması gerekirken bunun gözardı edildiğini belirterek kararı bozmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri ise Tapu Kanunu ve Medeni Kanun'un 701-703, 640 ve 702/2 maddeleridir.
1. Hukuk Dairesi         2011/14126 E.  ,  2012/1579 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BOLVADİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 08/06/2011
    NUMARASI : 2009/137-2011/232

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, ortak miras bırakanın .. ada ..ve .. parsel sayılı taşınmazlarını 23.2.2004 tarihinde satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini,ancak yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvzaaalı olduğunu ileri sürerek , tapu iptali ve mirasçılar adına tescil isteğinde bulunmuştur.
    Müdahale talep eden Aziz, kendisinin de mirasçı olduğunu, çekişmeli taşınmaz üzerinde murisin rızasıyla yaptırmış olduğu evinin bulunduğunu, miras bırakanın yapmış olduğu temlikin davalının kandırması sonucu gerçekleştirildiğini belirterek davaya müdahil olarak katılarak lehine tapu iptali ve tescil kararı verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa olgusu sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve mirasçılar adına tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak miras bırakanı M..’ün maliki olduğu 217 ada 5 ve 8 parsel sayılı taşınmazlarını 23.02.2004 tarihinde ve satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiği, Bolvadin Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 14.02.2008 tarih 68-57 sayılı veraset ilamına göre M..’ün taraflar dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, anılan temliki işlemin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tüm mirasçılar adına tescil isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Somut olayda, elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,16.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara