Esas No: 2011/12987
Karar No: 2012/1504
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12987 Esas 2012/1504 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, miras kalan 8 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payına sahip olan H.Ç. ve E.Ç. adına kayıtlı iken ehliyetsiz olan vekil S.'ın kötüye kullanarak satış yoluyla davalı S.'e temlik ettiğini ve davalı S.'in de diğer davalı M..'a muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve önceki malikler adına tescilini istemişlerdir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, davacıların kendi payları dışındaki paylar yönünden dava açma hakları bulunmadığından, davacılar E. ve S.'in miras payı bakımından değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Davacı E.'nin payı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, sadece davacı S.'in payı bakımından davanın kabulü ile bu pay yönünden iptal ve tescile karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak da Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 428. maddesi belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KOZAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2011
NUMARASI : 2009/363-2011/348
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, çekişme konusu 8 parsel sayılı taşınmaz 1/2"şer pay oranında miras bırakanları H.. Ç. ve E... Ç.. adına kayıtlı iken ehliyetsiz olan vekil S.."ın vekalet görevini kötüye kullanarak, satış suretiyle davalı S.."e temlik ettiğini,S.."in de muvazaalı olarak diğer davalı M.."a devrettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve önceki malikler adına tescilini istemişlerdir.
Davalı S.., yapılan satış işleminde sadece aracı olduğunu,para alışverisinde bulunmadığını beyan etmiş; diğer davalı M.. ise, taşınmazı iyiniyetle satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı M.. vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Duruşma isteği değerden reddedildi.Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmaz 1/2"şer pay oranında davacıların miras bırakanları H.. Ç.. ve E.. Ç.. adına kayıtlı iken, miras bırakanlar H.. Ç.."ın 19.09.1985 tarihinde, E.. Ç.."ın 25.05.2003 tarihinde ölümüyle, geriye mirasçı olarak davacılar E.. ve S.. ile vekil S.."la birlikte dava dışı mirasçıların kaldığı; dava dışı mirasçılar ve davacı S.."in, 2009 yılı Nisan ayında çekişme konusu 8 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak, intikal ve satış yetkilerini içerir şekilde düzenlenen vekaletnamelerle mirasçılardan S.."ı vekil tayin ettikleri; davacı E.."nin bizzat, vekil S.."ın, kendisine asaleten, diğer mirasçılara vekaleten, 12.05.2009 tarihinde çekişmeli 8 parsel sayılı taşınmazın, mirasçılar adına intikal işlemini gerçekleştirip, miras payları oranında adlarına intikalini sağlandıktan sonra, keza, davacı E.."nin kendi payını bizzat, vekil S.."ın ise, kendisine asaleten diğer mirasçılara vekaleten 12.06.2009 tarihli resmi akitle, çekişmeli taşınmazdaki tüm payları davalı S.."e satış yoluyla temlik ettikleri; S.."in de taşınmazı 15.6.2009 tarihinde aynı şekilde satış suretiyle davalı M.."a devrettiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, kendisine asaleten, davacı E.. dışındaki diğer mirasçılara vekaleten çekişmeli taşınmazdaki payları temlik eden S.."ın, İmamoğlu Sulh hukuk Mahkemesinin, 12.09.2003 günlü, 2002/226 esas, 2003/ 229 sayılı kararıyla, sağlık kurulu raporuna göre iş görme ehliyeti bulunmadığı, bir başkasının yardımına ihtiyacı olduğu gerekçesiyle vesayet altına alınarak, kendisine dava dışı mirasçı S.. T.."nun vasi olarak atandığı görülmektedir.
Bu durumda, davacı E.. dışındaki mirasçılar ( vasi S.. T.."da dahil olmak üzere ) tarafından vesayet altındaki S.."ın vekil kılındığı, çekişmeli 8 parsel sayılı taşınmaz mirasbıranlar H.. ve E.. Ç.. adına kayıtlı iken, payların davacı E. ve vekil S.."ın iştirakiyle, mirasçılara payları oranında intikali sağlandıktan sonra, keza davacı E.. ve vekil S.. tarafından taşınmazın tamamının davalı S."e satış suretiyle temlik edildiği; yargılamada dinlenen taşınmazın ilk el durumundaki davalı S."in, temliki işlemin yapılmasında vekil S.. ile sonradan taşınmazı edinen ikinci el durumundaki davalı M.."ın birlikte hareket ettiklerini ilişkin beyanda bulunduğu gözetildiğinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 1023. maddesinde, sicilin aleniyeti ve güvenilirliği ilkesi gereği, taşınmazı sicilden edinen iyiniyetli ikinci el ve ondan sonraki ellerin iktisaplarının korunabileceği belirtilmiş ise de, davalı S.."in beyanı ve elde edilen tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, çekişmeli taşınmazın ikinci el konumundaki kayıt maliki davalı M.."ın, TMK"nun 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanmayacağı açıktır.
Davacılar E.. ve S.., ehliyetsiz olan vekil S.."ın vekalet görevini kötüye kullandığını ileri sürerek, tapu iptali ve önceki malikler adına tescilini istemişler ise de, miras bırakanlar üzerideki payların mirasçılara intikal ettirilerek, miras payları oranında adlarına sicil kaydı oluşturulmasıyla elbirliği halindeki mülkiyetin paylı mülkiyet haline dönüştüğü tartışmasızdır.
O halde, davalı S.."e satış işlemi sırasında taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu açıktır. Buna göre, davacıların kendi payları dışındaki paylar yönünden dava açma hakları bulunmadığından, davanın davacılar E.. ve S.."in miras payı bakımından değerlendirilmesi gerekir.
Öyleyse, somut olaya bu ilkeler çerçevesinde bakıldığında, davada ileri sürülen iddiaya göre, taşınmazın intikali ve satışı sırasında davacı E.. bizzat hareket ederek kendi payını sattığından, davacı E.. payı yönünden davanın dinlenmesine olanak yoktur. Başka bir ifadeyle, davacı E.. payı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulması isabetsizdir.
Diğer davacı S."in payı bakımında ise; ilk el durumundaki davalı S."e yapılan satış işleminin, vesayet altındaki vekil S. tarafından gerçekleştirilmiş olması nedeniyle yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu ve ikinci el konumundaki davalı M.."ın ise TMK"nun 1023. maddesine göre iyiniyetli müktesip olmadığı belirlendiğine göre, sadece davacı S.. payı bakımından davanın kabulü ile bu pay yönünden iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere "...önceki malikler adına tapuya tesciline" şeklinde hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
Davalı M."ın sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, belirtilen yönlere hasren yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.