Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden maliki bulundukları imar parseline davalıların bina yapmak ve ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürüp elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemişler; yargılama sırasında davalı A."in gecekondusunu yıktığını,bu davalı yönünden davanın konusuz kaldığını bildirip diğer davalılar hakkındaki davaya devam etmişlerdir.
Davalı E.., tecavüzün 3194 sayılı Yasa gereğince idari işlemle meydana geldiğini, yapı bedelinin ödenmesi gerektiğini bildirip, davanın reddini savunmuş; davalı Sabri yanıt vermemiştir.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, " yeniden keşif yapılarak , imar öncesinde inşa edilen bir yapının bulunup bulunmadığının , imar uygulaması ile tecavüzlü hale gelip gelmediğinin saptanması, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı E.. K. mirasçıları tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava; imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan inceleme ve araştırma sonucunda davacılara muhtesat bedeli depo ettirilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanana delillerden; çekişme konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucunda davacılar adına tescil edildiği, imar öncesinde davaya konu yapı ve eklentilerin bir kısmının davalı E... ve S.."nin maliki oldukları 591 no"lu kadastral parsel sınırları içinde kaldığı, mahkemece yapılan uygulama sonucu davalılara ait ana yapının bir kısmı ile eklentilerin davacılara ait 5 no"lu imar parseline taşkın olduğunun belirlendiği ve muhtesat bedelinin davacı tarafa banka veznesine depo ettirildiği anlaşılmaktadır.
Temyiz aşamasında ibraz edilen mirasçılık belgesine göre husumet kendisine yöneltilen davalı E.. K.."in karar tarihinden önce 12.07.2010 tarihinde öldüğü sabittir.
O halde, davada elatmanın önlenmesi talebinin yanında yıkım ve ecrimisil isteğinin de bulunduğu gözetildiğinde davalı E.."in tüm mirasçılarının davada yer almaları gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, yargılama sırasında ölen davalı E.."in tüm mirasçılarının davada yer almaları temin edilmeksizin başka bir ifadeyle taraf teşkili oluşturulmadan neticeye gidilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.
Öyleyse, davalı mirasçılarının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.