Esas No: 2014/3145
Karar No: 2016/4832
Karar Tarihi: 12.05.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/3145 Esas 2016/4832 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nin 157/1, 52, 53/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde katılanın çalıştığı iş yerine ait aracı yıkatmak üzere sanığın çalıştığı oto yıkamacıya götürdüğü, sanığın katılana laptop ihtiyacı olup olmadığını, arkadaşının paraya sıkıştığını, bu nedenle uygun fiyata laptop satacağını söylediği, katılanın kabul etmesi üzerine sanık ile katılanın birlikte taksiye bindiği, sanığın arkadaşının evinin bulunduğu adrese gittikleri, sanığın laptop"u getirmek üzere takside bekleyen katılandan 400 TL aldığı, katılanın beklemesine karşın sanığın laptop getirmediği ve kendisine ulaşılamadığı, böylelikle katılanı dolandırdığı iddia edilen olayda; suçun sübutuna ilişkin olarak mahkeme hükmünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.10.2009 gün ve 8-124-224 sayılı kararında açıkça belirlendiği gibi temel cezanın belirlenmesinde hakim somut olayda TCK"nin 61/1. maddesini göz önünde bulundurarak işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında
temel cezayı belirlerken aynı yasanın 3/1. maddesi uyarınca hüküm ile işlenen fiil arasında “orantı” bulunmasını gözetmek durumundadır. Hakimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin yasal ve yeterli olması denetime izin verecek şekilde açıkça gösterilmesi gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde kullanılan gerekçenin TCK"nin 61. maddesi anlamında yasal ve buna bağlı olarak alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi doğru bir uygulama olarak kabul edilebilir ise de; suça konu değer gözetildiğinde alt sınırı 1 yıl olan bir suç için temel cezanın 4 yıl olarak belirlenmiş olması orantılılık ilkesiyle bağdaşmadığından alt sınırdan çok fazla uzaklaşılması suretiyle ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.