Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalılar N. ve G."in diğer davalı ... İleşitim Hizmetleri A.Ş. ile yaptıkları sözleşme gereğince kendi evlerinin çatısına baz istasyonu kurulmasına izin verdiklerini, baz istasyonunun insan sağlığına olumsuz etkisi olduğunu, baz istasyonunun gürültülü çalışması nedeniyle mahalle sakinlerinin geceleri uyuyamaz hale geldiğini ileri sürüp, GSM baz istasyonunun kaldırılmasını istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalı G.."in maliki bulunduğu 2206 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerinde diğer davalı .Telekominikasyon A.Ş. tarafından baz istasyonu kurulduğu, davacıların ise komşu binaların malikleri ve sakinleri oldukları, davalı N..nin davalı G.."in eşi olup taşınmazla ve baz istasyonu ile bir ilgisinin bulunmadığı, davacıların .. Telekominikasyon A.Ş. tarafından kurulan baz istasyonu nedeniyle sağlıklarının olumsuz yönde etkilendiğini ileri sürerek, baz istasyonunun kaldırılması isteğiyle eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
İddianın bu içeriği ve niteliğine göre, taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanununun 737 ve devam eden komşuluk hukukuna ilişkin hükümlerinin uygulanmak suretiyle çözüme kavuşturulması gerekeceği açıktır.
Mahkemece, baz istasyonunun yönetmelik hükümlerine uygun olduğu ve yönetmelikde belirtilen elektromanyetik şiddete ilişkin limit değerlerinin altında faaliyet gösterdiğini açıklayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, baz istasyonu adı verilen tesislerin işletilmesi sonucu geniş halk kitlelerine yarar sağladığı ve hizmet verildiği kuşkusuzdur. Ancak, bu yararın sağlanması karşısında kişilerin zarar görmesi de kabul edilemez. Buna göre, hizmetten elde edilen yarar ile bunun karşısında verilen zararın değerlendirilmesinde zorunluluk vardır. Öte yandan, hiçbir hizmetin insan yaşamı kadar önem ve öncelik taşıdığı da düşünülemeyeceği gibi yararlı bir hizmetin karşılığı olarak insanın sağlığından yoksun kalması uygun bir sonuç olarak kabul edilemez. Öyleyse, böyle bir tehlikenin varlığının saptanması halinde gerekli önlemlerin alınmasının zorunlu ve kaçınılmaz olduğuda tartışmasızdır.
Konuyla ilgili olarak 4502 sayılı Kanunla değişik 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna ilişkin Kanun ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu hükümleri gereğince çıkartılan "Telekominikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerleri Belirlenmesi Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkındaki Yönetmelik"te bir kısım usul ve esasa dair düzenlemelere yer verilmiş olup, yönetmeliğin 12. maddesinde ölçüm yapacak personelin nitelikleri belirtilmiş ve 11. maddesinde de ölçümde kullanılacak cihazların ne olacağı belirtildikten sonra nitelikleri ve özellikleri sayılmıştır.
Çekişmeye konu baz istasyonunun konumu itibariyle insanların yoğun olarak yaşadıkları ve hayatlarını sürdürdükleri yerde kurulduğu sabittir. Öyleyse, bundan kaynaklanacak sorumluluğun kusura dayanmayan tehlike sorumluluğu olduğu gözetildiğinde, tesisin bulunduğu ve kurulduğu yer bakımından uzun sürede insan ve çevreye biyolojik sağlık açısından ve psikolojik yönden zarar verdiği, güvenlik mesafesini ihlal eden bir yerleşim alanı içinde olduğu , karar verirken sosyal ve bireysel psişik travmanın da dikkate alınması gerektiği, böylesi kronik bir anksiyetenin bir sağlık sorunu olduğu, ölçüm değeri normal sınırlarda olmasına rağmen sağlık açısından riskli olabileceği, daha uygun ve yerleşim çevresinden daha uzakta kurulmasının mümkün olduğu hususları Onkolog Bilirkişi Prof.Dr. T.. E.."in raporunda açık ve ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiştir.
Bu belirlemelere göre, baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ancak, baz istasyonu ve üzerinde kurulu olduğu taşınmazla ilgisi bulunmayan davalı N.. hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekir ise de bu davalı bakımından davanın reddedilmiş olması sonucu itibariyle doğrudur.
O halde, davalı G.. ve .. İletişim Hizmetleri A.Ş. hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere yanılgılı değerlendirmelerle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş olması iasbetsizdir.
Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.