Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki bulunduğu ..parsel sayılı taşınmazına komşu ..parsel sayılı maliki tarafından müdahale edildiğini ileri sürerek, müdahalenin men"ine, kal"e ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, iyiniyetli olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının drenaj kanalı şeklinde yaptığı müdahalesinin men"ine ve muhdesatın kaldırılmasına, ecrimisil talebinin ve sarmaşıkların kaldırılması talebinin redddine karar verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kayden davacıya ait olan ve üzerinde ev bulunan taşınmazdan haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın drenaj boruları geçirildiği anlaşıldığından bu konuda elatmanın önlenmesine hükmedilmiş olması kural olarak doğru ise de, kararın kesinleşmesinden itibaren 30 gün içerisinde kaldırılması hususu infaz aşamasını ilgilendireceğinden bu hususa kararda yer verilmesi isabetsizdir. Davalının, bunun dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Davacının, temyiz itirazlarına gelince; davacı T.M.K."nın 683. ve Anayasanın 35. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayanmak suretiyle taşınmazına sarkan sarmaşıkların da kaldırılmasını istemiştir. T.M.K. 683/2. fıkrasında; malik olan kimsenin, mülkiyet hakkına yapılan bir tecavüz nedeniyle, anılan tecavüzü def etme hakkının bulunduğu düzenlenmiştir. Söz konusu sarmaşıklar davacının taşınmazına sarktığına göre, zarar versin vermesin mülkiyet hakkına tecavüz oluşturacağından, bu konudaki isteğin de kabul edilmesi gerekeceği açıktır.
Öte yandan, haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın arsa malikinin mülkiyetine el atan kimsenin, malike ödemekle yükümlü olduğu en azı kira geliri en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan ecrimisilden sorumlu tutulacağı tartışmasızdır. O halde, dava konusu drenaj borularının çukur açmak suretiyle davacı taşınmazından geçirilmesi bir nevi geçit hakkı veya mecra hakkı tesisi niteliğinde olup, karşılığında bir bedel ödenmesi gerekir. Haksız olarak böylesine bir eylem gerçekleştiren davalının tespit edilecek bedelden, başka bir ifade ile fuzuli işgal nedeniyle arsa malikine ödemek zorunda olduğu ecrimisilden sorumlu tutulmayacağını söylemek olanaksızdır.
Tarafların, temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.