Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/13444 Esas 2012/1327 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/13444
Karar No: 2012/1327

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/13444 Esas 2012/1327 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın tarafları arasında, davacı adına kayıtlı taşınmazın davalı tarafından haksız yere işgal edildiği gerekçesiyle yapılan davada, mahkeme el atmanın önlenmesine ve ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
Ancak, kısa kararda elatmanın önlenmesine ve ecrimisile, gerekçeli kararda ise yalnızca el atmanın önlenmesine karar verilmiştir. Bu durum, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren, tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunluluğunu ihlal etmekte ve Anayasa'nın 141. maddesi ve HUMK'nun buyurucu nitelikteki maddelerine aykırıdır.
Kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmiş ve bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığı ifade edilmiştir.
İlgili kanun maddeleri: HUMK'nun 376, 388, 389 ve 428. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2011/13444 E.  ,  2012/1327 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: KONYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/07/2011
    NUMARASI : 2010/426-2011/374

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı vekili, davalının davacı adına kayıtlı .. parsel sayılı taşınmazı haksız yere işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, haksız müdahalenin keşfen saptandığı gerekçesiyle elatmasının önlenmesine ve 866.00.-TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar  verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.                                        
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, kısa kararda, elatmanın önlenmesine ve ecrimisile; gerekçeli kararda ise, yalnızca el atmanın önlenmesine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, tarafların tüm delilleri toplanıp tetkik edildikten ve HUMK."nun 376. maddesine göre son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. 
    Ne varki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.           
    İşte bu gibi hallerde, HUMK."nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren, tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur.
    Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ve HUMK."nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. 
    Somut olayda, değinilen ilke ve yasa hükümleri göz ardı edilerek kısa kararda, el atmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verildiği halde; gerekçeli kararda yalnızca el atmanın önlenmesine hükmedilmesi suretiyle kısa karara çelişkili biçimde gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, 10.04.1992 gün,1992/7 Esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Davalının, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  13.02.2012  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

     

     

    Hemen Ara