Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, Muğla ili ... İlçesi T.. Beldesi Yalı mevkiinde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmaza davalının müdahale ettiğini ileri sürerek haksız elatmanın önlenmesine ve muhtesatın kal-ine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, haksız müdahalenin keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısıma yönelik elatmanın önlenmesine ve müdahaleye konu imalat ve tesislerin kal"ine karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği dava değer yönünden reddedildi. gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı Hazine, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yere davalının muhtesat yaptığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Gerçekten de, dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli bölümün 28.11.1987 tarih ve 5/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararı doğrultusunda belirlenen kıyı kenar çizgisinin içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Ne var ki, davalı, dava konusu yerleri tasarruf etmediğini ve yıkımı istenen muhtesatları da kendisinin yapmadığını savunmuş ve bu konuda tanık listesi vermiştir. Oysa mahkemece davalının gösterdiği deliller toplanmaksızın işin esası hakkında karar verilmiş, böyece savunma hakkı kısıtlanmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece davalının gösterdiği deliller de toplanmak suretiyle bir değerlendirme yapılarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilip yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir.Kabulüyle , hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.