Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12438 Esas 2012/1068 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/12438
Karar No: 2012/1068

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12438 Esas 2012/1068 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme kararı, köy ve yol boşluğu olarak tespit dışı bırakılan yerin yanlış bir şekilde tescil edildiği gerekçesiyle Hazine tarafından tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bir davada verilmiştir. Daha önceki bir karar bozularak, davanın hak düşürücü süreden reddine ve davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Karar, 5841 Sayılı Kadastro Yasası’nın hükümleri dikkate alınarak verilmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası yasal dayanağı ortadan kalktığı için karar bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, 5841 Sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3 maddesi ve 6099 Sayılı Yasa hükümleri uygulanmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2011/12438 E.  ,  2012/1068 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 28/07/2011
    NUMARASI : 2011/317-2011/406

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 1957  yılında  yapılan  kadastro  çalışmaları  sırasında  köy ve  yol  boşluğu  olarak  tespit  dışı   bırakılan  yerin 1993  yılında  2981  sayılı  Yasanın  10/b  maddesi   gereğince  davalıların  miras  bırakanı  adına   4565  ada  1  parsel  olarak  tespit  ve  tescil  edildiğini, ancak   yapılan   tespit ve tescilin hatalı  olduğunu , yasal  koşullara  uyulmadığını, yapılan  işlemin   ikinci  bir  kadastro  işlemi    olduğunu  ve  bütün  sonuçlarıyla  hükümsüz    sayılması  gerektiğini  ileri  sürerek  tapu  iptali  ve  Hazine  adına  tecsil  istiğinde  bulunmuştur.Davalı  V.., davanın  reddini  savunmuş, diğer  davalılar  davaya  yanıt   vermemişlerdir.Daha   önceden  davanın  reddine  dair  verilen  kararın   Dairece  " 6099  sayılı  Yasa  hükümleri  gözetilmek  suretiyle   bir  değerlendirme   yapılarak   yargılama  giderleri   ve  avukatlık ücreti    konusunda  bir   karar  verilmek  üzere  bozulması   üzerine   mahkemece  " bozmaya    uyulmasına   10 yıllık  hak  düşürücü süre  içerisinde  açılmayan  davanın   reddine, yargılama  giderlerinin  davacı  üzerinde   bırakılmasına, davacı  lehine  6099  sayılı   kanun  uyarınca   ücreti  vekalet  takdirine  yer  olmadığına"    karar  verilmiştir.
    Karar, davacı  Hazine  vekili   tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.             Dava; tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece hükmüne uyulan Daire bozma ilamı doğrultusunda 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve kesin hüküm halini almamış eldeki davalara da uygulanması öngörülen 3402 Sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3 maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getiren 5841 Sayılı Yasa düzenlemeleri gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süreden reddine ve 6099 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde bu yasanın değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş  23.7.2011  tarihli  resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca değerlendirme yapılması yönündeki Daire bozma kararı, verildiği tarih itibarıyla doğru ve  Anayasanın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümez ise de, 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. O halde, Dairenin davanın 5841 Sayılı Yasa hükümlerinin değerlendirilmesine ilişkin bozma kararının Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra yasal dayanağı ortadan kalkmıştır. Zira,  kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer. Hal böyle olunca, işin esası bakımından bir hüküm kurulmak üzere karar bozulmalıdır. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,  9.2.2012   tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Hemen Ara