Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/20684 Esas 2022/2346 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/20684
Karar No: 2022/2346
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/20684 Esas 2022/2346 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan hüküm giymiştir. İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, yapılan incelemede usul ve kanunlara uygun işlemler yapıldığı, delillerin kanuna uygun olarak elde edildiği belirlenmiştir. Ancak, ceza miktarının suçun ağırlığı ile orantılı olacak şekilde belirlenmemesi sebebiyle, mahkeme kararı bozulmuştur. Sanığın tutukluluğunun devamına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 314/2: Silahlı terör örgütüne üye olma suçu
- 3713 sayılı Kanunun 5/1: Terörle Mücadele Kanunu
- TCK'nın 53, 58/9, 62, 63: Ceza verme hükümleri
- Anayasanın 138/1. maddesi: Anayasa Mahkemesi'nin yetkileri
- TCK'nın 61. maddesi: Ceza miktarının belirlenmesi
- TCK'nın 3/1. maddesi: Orantılılık ilkesi
- 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi: Dosya yönetimi hükümleri
3. Ceza Dairesi         2021/20684 E.  ,  2022/2346 K.

    "İçtihat Metni"

    İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.07.2020 tarih ve 2020/61 - 2020/216 sayılı kararı
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 58/9, 62, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanık hakkında Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşditin derecesinin tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedenleri, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 25.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara