Esas No: 2011/12557
Karar No: 2012/987
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12557 Esas 2012/987 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: YATAĞAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2011
NUMARASI : 2009/735-2011/123
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı tarafından bankadan çekilecek kredi borcunun teminat olarak çekişmeli 12 sayılı parseldeki meskenini davalıya satış göstermek suretiyle devrettiğini, borcunun bir kısmını ödedikten sonra, maddi darlık nedeniyle ödeyemediği kalan miktarın davalı tarafça ödendiğini, ancak anılan miktarı davacıya ödemeye hazır olduğunu ileri sürerek, iptal-tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuş; karşı davası ile de, iptal-tescile hükmedilmesi halinde kendisinin bankaya ödediği 29.579,20.-TL"nın faiziyle birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının kendi edimini yerine getirmeden tapunun iadesini isteyemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine; davalının davacı yerine ödediği kredi borcundan ötürü de karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı-karşı davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma gideri ödenmediğinden duruşma isteği reddedildi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, inançlı işleme dayalı iptal-tescil; karşı dava, alacak isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 12 sayılı parseldeki meskenin davacı adına kayıtlı iken, 26.01.2007 tarihinde davalıya satış yoluyla devredildiği, aynı gün davalının bankadan çektiği 25.000.-TL. krediden dolayı taşınmaz kaydı üzerine banka lehine ipotek tesis edildiği, ipotek borçlusunun davalı S.., kefilinin ise davalının babası A.. olduğu; diğer taraftan, davacıya ait çekişmeli meskenin, davalının davacı için bankadan çekeceği kredi borcunun davacı tarafından ödenmemesi halinde teminat oluşturması amacıyla davalıya devredildiği, kredi borcunun bankaya ödenerek bitirilmesinden sonra taşınmazın davacıya iade edileceği hususlarının taraflar arasında düzenlenmiş olan 26.01.2007 tarihli harici inanç sözleşmesi ile belirlendiği; öte yandan, kredi borcunun bir kısmının davacı tarafından ödenmesi ancak başka ödeme yapılmaması nedeniyle, ipotek alacaklısı bankanın, kalan kredi borcu için davalı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı, aşamada borcun davalı tarafından ödenmesiyle dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, inanç sözleşmesine dayanarak eldeki davayı açmış ve davalıya kalan borcunu zaman içerisinde ödeyeceğini belirterek iptal-tescil isteğinde bulunmuş; 28.02.2011 tarihli duruşmada da, şu anki ekonomik sıkıntıları nedeniyle borcunu derhal ödeyebilecek durumda olmadığını ifade etmiştir. Davalı ise, karşı davasında; davacının davasının kabulüne karar verilmesi halinde icra tehdidi ile bankaya ödemek zorunda kaldığı 29.579,70.-TL"nin faiziyle birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, asıl davanın reddine; karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.Gerçekten de, B.K."nun 81. maddesi hükmü de değerlendirilerek tarafların karşılıklı iradelerine uygun biçimde yapılan inanç sözleşmelerinin onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmeler olduğu, ancak, kendi edimini yerine getirmeyen ve getiremeyeceğini de açıkça bildiren davacının taşınmazın kendisine iade edilmesini isteyemeyeceği gözetilmek suretiyle asıl davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının, öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ne varki, asıl dava reddedilmekle çekişme konusu taşınmaz elinde kalan davalının, inanç sözleşmesinin kendine özgü niteliği gereği alacağını elde etmek için dilerse teminat amacıyla temlik ettiği taşınmazı “ifa uğruna edim” olarak yedinde alıkoyabileceği, dilerse satıp alacağını satış bedelinden alma yoluna başvurabileceği hususları ile birlikte, asıl davanın kabulü koşuluna bağlı olarak açıldığı hususu da dikkate alınarak, karşı davanın da reddine karar verilmesi gerekirken, kabul edilmesi isabetsizdir. Davacının, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.