Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı ile evlendikten sonra daha mutlu olacakları düşüncesi ile maliki olduğu 52 nolu bağımsız bölümün ½ payını davalıya bağışladığını, ancak davalının bununla yetinmeyerek daha fazla maddi isteklerde bulunduğunu, isteklerin çekilmez boyutlara geldiğini, Belçika"da boşanma davası açtığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, taşınmazın yarı hissesinin koşulsuz olarak kendisine bağışlandığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, Borçlar Yasasının 244.maddesinde düzenlenen bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Aile mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı, maliki olduğu 52 nolu bağımsız bölümün ½ payını 10.1.2003 tarihli resmi akitle koşulsuz olarak davalıya bağışladığı, tarafların 29.2.2001 tarihinde evlendikleri, Belçika"da açılan boşanma davası ile 23.6.2008 tarihinde boşandıkları anlaşılmaktadır.
Davacı, mutlu olacakları düşüncesi ile bağış yaptığını, ancak davalının bununla yetinmeyerek daha fazla maddi isteklerde bulunarak isteklerin çekilmez boyutlara geldiğini ileri sürerek, Asliye Hukuk Mahkemesinde eldeki davayı açmış, anılan mahkemece Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile verilen görevsizlik kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; 4787 Sayılı Yasanın 4.maddesi hükmüne göre 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 3.kısmı hariç olmak üzere ikinci kitabı (Türk Medeni Kanununun 118 ila 395. md.) ile 4722 Sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işlere Aile Mahkemelerinde bakılacağı tartışmasızdır.
Oysa, iddianın açıklanan içeriği itibariyle anılan yasaların kapsamında bulunmadığı açıktır. O halde, taraflar arasındaki çekişmenin Aile Mahkemesinde değil genel mahkemelerde bakılacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davanın görev nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.