Esas No: 2011/12938
Karar No: 2012/834
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12938 Esas 2012/834 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TUZLA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2011
NUMARASI : 2009/1467-2011/484
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalı ile 104 sayılı parselde iştirak halinde malik olduklarını, davalının dava konusu taşınmazı 1976 yılından beri işlettiğini ve kira ödemediğini ileri sürerek, payları oranında davalının müdahalesinin menine ve 5 yıllık ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, taşınmazın kök muris adına kayıtlı olduğunu, 70"e yakın mirasçısı bulunduğunu, davacıların murisi İsmail"in hak ve hisselerini satış vaadi senedi ile kendisine sattığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın 1986 tarihli satış vaadi senediyle davalıya satıldığı, davacının talebinin Türk Medeni Kanununda düzenlenen iyi niyet kurallarına ve hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacıların miras bırakanı İ.."in çekişmeli 104 sayılı parseldeki payını gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalıya sattığı, satılan paylar dışında taşınmazda davacıların başka paylarının da bulunduğu; ayrıca, taşınmazın tamamının davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemeece, davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçekten de mahkemenin, miras bırakan İ.."in satış vaadi sözleşmesiyle payını davalıya satması olgusunun halefiyet yoluyla davacı mirasçılarını bağlayacağı ve davalının bu pay bakımından Türk Medeni Kanunu"nun 2. maddesi hükmü uyarınca ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı yönündeki benimsemesinde bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, taşınmazın tamamının davalı tarafından kullanıldığı ve davacıların satışa konu edilen pay dışında başka paylarının da bulunduğu gözardı edilerek, anılan paylar nedeniyle davacıların ecrimisile müstehak olacaklarının düşünülmemesi doğru değildir.
Öte yandan, davada ecrimisil isteği yanında elatmanın önlenmesi isteği de bulunduğu halde, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetsizdir.
Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.