Esas No: 2011/12654
Karar No: 2012/760
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12654 Esas 2012/760 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, paydaşı olduğu bir taşınmazın bir kısmının davalı tarafından haksız yere işgal edildiğini iddia ederek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir. Davalı ise taşınmazı haricen satın aldığını ve tapusunu alamadığını belirterek davanın reddedilmesini savunmuştur. Mahkeme, davacının taleplerini kısmen kabul etmiş ve ecrimisil isteğini kısmen kabul etmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda, davanın tamamının reddedilmesi gerektiği ve ecrimisil isteğinin kabul edilemeyeceği vurgulanmıştır. Kararda 299/304 maddeleri ve 1086 sayılı HUMK'ın 428. maddesi de yer almıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2011
NUMARASI : 2007/733-2011/83
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı bulunduğu 3303 parsel (imar uygulaması sonucu .. parsel olan) sayılı taşınmazın bir kısmını 1972 yılından beri davalının haksız yere işgal ederek yapılaştığını, noter kanalı ile ihtarname keşide ettiği halde sonuç alamadığını, davalının aynı yer için mülkiyet iddiasıyla açtığı davasını takipsiz bıraktığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusu yeri 1972 yılında o dönem ki maliki H..K.."ten haricen satın alarak evini yaptığını, anılan şahsın ölümü ile mirasçılarının tapuyu vermeyerek, 3. kişilere sattıklarını belirterek, davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölmesi ve bir kısım mirasçılarının mirası reddetmeleri sebebi ile mirasçı E.. K.. davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece, davacının paydaş olduğu çekişme konusu taşınmaza dahili davalı E.."nın haklı ve geçerli bir neden olmadan elattığı gerekçesi ile elatma isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, davalının diğer mirasçılarının mirası reddetmiş olmaları sebebi ile haklarındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalı E.. yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davacın kayden paydaşı olduğu ...parselin 17.05.2007 tarihinde imara tabi tutalarak oluşan .. ada 12 nolu imar parselinin davacı ve dava dışı 3. şahıslar adına paylı mülkiyet üzere tescil edildiği, davacının; anılan imar parselinin bir bölümünü haksız yere davalının işgal ederek 1972 yılından beri kullandığını, ihtarnameye rağmen sonuç alamadığını ileri sürerek, elatma ve ecrmisil istekli eldeki davayı açtığı, davalının; çekişme konusu yeri imar dan önce 3303 parsel maliki H..K.."ten harici anlaşmayla satın aldığını, taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olması sebebi ile o dönem tapusunu alamadığını, daha sonra da H.. mirasçılarının tapusunu vermeyerek taşınmazı başka kişilere sattıklarını, bu nedenle işgalci olmadığını savunduğu, öte yandan; yargılama sırasında davalının öldüğü ve dahili davalı eşi E.. K.. dışındaki mirasçılarının davalının mirasını reddettikleri, mahkemece yapılan yargılama neticesinde; dahili davalı E.. yönünden davacının payı oranında elatmanın önlenmesine, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, diğer mirasçılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; kayden davacı ile dava dışı şahısların paydaş olduğu çekişme konusu taşınmaza, kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmayan davalı tarafın yapılaşmak suretiyle elattığı, müdahalenin idari bir tasarruf olan imar uygulaması ile meydana gelmediği ve davalının imar öncesi kadastral parselde kayden hak sahibi olmadığı saptanmak suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Her nekadar, mutlak surette elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, davacının payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ne varki, davalının çekişme konusu yeri 1972 yılından beri kullandığı tarafların kabulündedir. 1999 yılında taşınmaza malik olan davacının ihtarname keşide edilen 21.09.2007 tarihine kadar, davalı tarafın kullanımına muvafakat ettiği, bir başka ifadeyle, taraflar arasında B.K."nun 299. maddesi hükmünde öngörülen şifai olarak ariyet bağıtı kurulduğu ve aynı Yasanın 304. maddesi uyarıncada ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği şeklinde değerlendirilmeli ve kabul edilmelidir.
Bu durumda; davacı tarafından davalıya gönderilen 21.09.2007 tarihli ihtarnamede, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde çekişme konusu yerin boşaltması bildirildiğine göre, sözü edilen ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten itibaren öngörülen 15 günlük sürenin bitim tarihine kadar olan süre yönünden davalıyı fuzuli şagil olarak kabul etmek olanaksızdır. Kaldı ki ihtarda verilen 15 günlük sürenin bitmesi beklenmeden eldeki dava açılmıştır. Öyleyse, kötüniyetli zilyedin taşınmazı kullanmasından dolayı malikine ödemekle yükümlü bulunduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden davalı tarafın sorumlu tutulmasına olanak yoktur.
Hal böyle olunca; ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.