Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11995 Esas 2012/736 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/11995
Karar No: 2012/736

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11995 Esas 2012/736 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, maliki olduğu taşınmazı hibe suretiyle davalıya temlik ettiğini ancak davalının evlilik birliğinin gerektirdiği sevgi ve saygıyı göstermediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil istemiş, mahkeme iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili tarafından temyiz edilen karar, elbirliği halinde mülkiyetin bulunduğu göz önüne alınarak dava arkadaşlığı olmaksızın verilmiştir. Elbirliği mülkiyetinde ortaklarda zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği belirtilmiştir. 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince karar bozulmuştur. İlgili kanun maddeleri ise M.K. 701-703, 640. ve 702/2'dir.
1. Hukuk Dairesi         2011/11995 E.  ,  2012/736 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ACIPAYAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/06/2010
    NUMARASI : 2008/265-2010/216

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, eşi olan davalıya maliki olduğu .. parsel sayılı taşınmazı hibe suretiyle temlik ettiğini, ancak davalının dünürü olan dava dışı M.. A.. ile ilişkisi olduğu yönünde dedikodu çıktığını, bu olaylar nedeniyle M.. A..’yi yaraladığını ve yargılandığını, davalının evlilik birliğinin gerektirdiği sevgi ve saygıyı kendisine göstermediğini ve hibe suretiyle temlik ettiği taşınmazı geri alma hakkı doğduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, hibeden rucu hukuksal sebebine dayalı olarak açılan davada iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı B..’ın maliki olduğu .. parsel sayılı taşınmazı 18.10.1995 tarihinde hibe suretiyle eşi olan davalı Ş..’a temlik ettiği, davacı B..’ın davalının davranışları nedeniyle hibe edilen taşınmazı geri alma koşullarının doğduğunu ileri sürerek iptal ve adına tescil isteğiyle eldeki davayı açtığı, davacının yargılama sırasında 12.09.2009 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davalı eşi ve müşterek çocukları İ.., F., M.. ve ilk eşinden olma çocukları S.., H.. ve A..’nin kaldığının anlaşıldığı, davacı B..’ın ölümü üzerine davanın bir kısım mirasçılar tarafından sürdürüldüğü, öte yandan davada elbirliği halinde mülkiyetin bulunduğu açıktır.
    Bilindiği üzere elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Somut olayda ,elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara