Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu ..ada .. parsel sayılı taşınmazını 14.04.2010 tarihinde davalıya 2000.-TL bedelle sattığını, ancak yaşlı ve başka köyde ikamet ettiğinden taşınmazın değerini bilmediğini ve davalı tarafından kandırıldığını, taşınmazı sattıktan sonra gerçekten değerinin 2000.-TL"nin çok üzerinde olduğunu, altın madeninin yakınında olması nedeniyle tarla değerinin de çok üzerinde bir değere sahip olduğunu öğrendiğini ileri sürerek, gabin hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, gabinin objektif ve subjektif unsurlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 31.01.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S..I.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, gabin hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken 14.04.2010 tarihinde davalıya satış yoluyla devredildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yapılan araştırma ve soruşturma sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ancak, davacı kendisine ödenen satış bedelini yargılama sırasında iade edeceğini bildirmiş olup, davacı tarafından satıştan kaynaklanan ve tahsil edilen bedel belirlenerek davalıya ödenmek üzere mahkeme veznesine depo ettirildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi doğru olmadığı gibi, keşfen belirlenen dava değeri üzerinden yargılama sırasında harcın ikmal edilmediği gözetilerek dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken harcı yargılama sırasında tamamlanmayan keşfen belirlenen değer üzerinden davacı yararına fazla avukatlık parasına karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 31.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.