Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, Köy Yerleşim Komisyonu"nun 13.10.1997 tarih ve 31 sayılı kararı ile ilave köy yerleşim alanı uygulama sahası içerisinde kalan ve mera vasıflı iken 4342 sayılı Mera Kanunu"nun 14/1-D maddesi uyarınca tahsis amacı değişikliğinin uygun olduğu İl Mera Komisyonu tarafından 08.06.2007 tarihinde kabul edilerek Hazine adına tescil edilen 531 ve 1274 parsel sayılı taşınmazların tevhiti sonucu oluşan 1741 nolu parselin ifraza tabi tutulduğunu ve çekişme konusu parseller oluşturularak 05.02.2009 tarih ve 9 sayılı Köy Yerleşim Alanı Komisyonu"nun kararıyla davalı E.. Köyü Tüzel Kişiliği adına tescillerinin gerçekleştirildiğini, ancak 3367 Sayılı Yasanın 5178 Sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik ek 12. maddesi gereği Maliye Bakanlığı"nın görüşü alınmadan işlem yapıldığını, oysa taşınmazların Maliye Bakanlığı"nın değerlendirilmesi sonucunda verilecek onay doğrultusunda davalıya devrinin gerektiğini, bu nedenle tescillerin yolsuz olduğunu ileri sürerek, tapuların iptali ile Hazine adına tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, tescilin dayanağı idari karar idari yargı yerinde iptal edilmedikçe tapu iptal ve tescil davası açılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların görülme ve çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu gerekçesi ile görev yönünden davaların reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Asıl ve birleşen davalar, tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davaların reddine karar verilmiştir.
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre; davada yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanıldığı bu durumda uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğu kuşkusuzdur.
Öyle ise, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme yapılarak yargı yeri farklılığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.