Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11892 Esas 2012/585 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/11892
Karar No: 2012/585

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11892 Esas 2012/585 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bu davada, kayden paydaşı olduğu bir taşınmazda davalının haksız müdahalesini önlemek ve ecrimisil ödemek isteyen davacının dava reddedilmiş, ancak yapılan temyiz sonrasında davalının payına fazlaca tecavüz ettiği belirlenerek davacının elatmasının önlenmesine ve ecrimisilin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahalli bilirkişi, tanık ifadeleri ve teknik bilirkişinin kroki raporuna göre, taksim ve fiili kullanım durumunun belirlenememesi nedeniyle, dava konusu yerde tüm paydaşları bağlayan harici bir sözleşme veya özel bir parselasyon planının olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, dava reddedilmeli ya da ecrimisil hükmü verilmemelidir. Kanun maddeleri olarak, Mahkeme, Medeni Kanunun müşterek mülkiyet hükümlerine atıfta bulunarak, Davalı'nın taşınmaza tecavüzünü önlemek için intifadan men hükmü verilmesini talep etmiştir. Ayrıca, temyiz itirazları kabul edilerek hüküm BOZULMASINA karar verilmiştir. 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi uyarınca hüküm geri verilmiş ve peşin harç ödemesi geri verilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2011/11892 E.  ,  2012/585 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: SORGUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/05/2011
    NUMARASI : 2009/307-2011/261

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,  kayden paydaşı  olduğu ..  parsel sayılı taşınmazda   payına  özgülenen  ev ve  müştemilata  davalının  haksız  biçimde  müdahale  ettiğini  ileri sürerek,  elatmanın  önlenmesini ve  ecrimisile karar verilmesini   istemiştir.
    Davalı, çekişme konusu taşınmazda kendisinin de payının bulunduğunu belirterek,   davanın  reddini   savunmuştur.
    Davanı reddine dair verilen karar Dairece; “... paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin  saptanması, harici veya fiili taksim yoksa, uyuşmazlığın Medeni Kanunun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, ancak somut olayda belirtilen hususları kapsar biçimde bir araştırma ve uygulama gerçekleştirilmediği, hal böyle olunca, mahallinde yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişilerin ve taraf tanıklarının bilgilerine başvurularak taşınmazda tüm paydaşları bağlayan taksim ya da tüm paydaşları kapsayacak şekilde fiili kullanım durumunun bulunup bulunmadığının, böyle bir  durum  (taksim -fiili  kullanım)  yoksa  davacı  yönünden  intifadan  men  olgusunun  gerçekleşip  gerçekleşmediğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması ve değinilen ilkeler çerçevesinde tespit  edilecek olgular değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilmesinin doğru olmadığı ” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil  isteğine ilişkindir.
    Davanın reddine dair verilen karar, Dairece; Çekişme konusu taşınmazda tüm paydaşları bağlayan taksim ya da tüm paydaşları kapsayacak şekilde fiili kullanım durumunun bulunup bulunmadığının, böyle bir durum yoksa davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması ve sonucuna göre bir karara verilmesi gerektiği hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davalının payından fazlaya tekabül edecek şekilde taşınmaza tecavüzde bulunduğu, intifadan men olgusunun gerçekleştiği gerekçesi ile davacının payına vaki elatmanın önlenmesine, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Ne varki; dava konusu parselde, taraflar dışında dava dışı paydaşların da bulunduğu, mahalli bilirkişi, tanık anlatımları ve teknik bilirkişinin düzenlediği kroki kapsamına göre, çekişme konusu yerde tüm paydaşları bağlayan taksim ve fiili kullanım durumunun oluşmadığı, taşınmazda davalının bilirkişi krokisinde (a) ve (b) harfleri ile gösterilen kısımları kullanmasına karşılık, davacının da kullanabileceği yerlerin bulunduğu  anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de; dava tarihinden sonraki sürecide kapsar biçimde ecrimisilin  hüküm altına alınması da  isabetsizdir. 
    Davalı vekilinin, belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  26.01.2012  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara