Taraflar arasındaki davadan dolayı Kadınhanı Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 25.03.2011 gün ve 2010/288 esas 2011/135 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 13.10.2011 gün ve 8680-10290 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı N.. İ.. vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava ve birleşen dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; özellikle, kayden davacıya ait çekişme konusu . ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalı N..’ın haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiği belirlenerek anılan parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı N..’ın öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalı N..’ın diğer temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamı ile, davacının asıl davada husumeti davalı N..’a yönelterek 32 ada 1 parsel sayılı taşınmazı dava konusu ettiği, birleşen davada ise 15 ada 2 parsel sayılı taşınmaz bakımından husumeti davalı M..’ya yönelterek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunduğu, başka bir ifadeyle davalı N.. hakkında 15 ada 2 parsel sayılı taşınmaz bakımından açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, 20.01.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı, davalı N.. hakkında 15 ada 2 parsel sayılı taşınmaz bakımından da elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuşsa da, bilindiği üzere, karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK.’nun 87/son maddesinin Anayasa Mahkemesince iptalinden sonra ıslah yoluyla müddeabihin arttırılması olanaklı hale gelmişse de, dava dilekçesinde dava edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun ıslah müessesesini düzenleyen 176 ve devam eden madde hükümlerinde de bunun aksine bir hükme yer verilmemiştir.
O halde, hakkında açılmış bir dava olmadığı ve ıslah yoluyla da N.. bakımından dava konusu haline getirilmesine olanak bulunmadığı halde 15 ada 2 parsel bakımından da davalı N.. aleyhine kabul kararı verilmiş olması doğru değildir.
Hal böyle olunca; 15 ada 2 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın davalı Nevzat yönünden de reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir. Değinilen bu husus karar düzeltme istemi üzerine bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalı Nevzat’ın karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 440. maddesi gereğince kabulüne, dairenin 13.10.2011 tarih, 2011/8680 Esas, 2011/10290 Karar sayılı kararının Ortadan Kaldırılmasına, yerel mahkemenin 25.03.2011 tarih, 2010/288 Esas, 2011/135 Karar sayılı kararının açıklanan nedenlerle, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.