Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14369 Esas 2012/547 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14369
Karar No: 2012/547
Karar Tarihi: 26.01.2012

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14369 Esas 2012/547 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kayden malik olduğu taşınmazı davalıların haksız kullanarak susam ekimi yaptığını ve zilyetlik şerhlerinin mülkiyet hakkının kullanımını engellediğini iddia etti. Davalılar ise taşınmazın Hazine adına kayıtlı iken miras bırakanları lehine zilyetlik şerhinin konulduğunu belirtip tescilin yolsuz olduğunu savundu. Mahkeme davalıların taşınmazı haksız kullandığını ve zilyetlik şerhlerinin yasal dayanağının kalmadığını belirterek davayı kabul etti. Ancak, bir kısım davalıların karşı dava hakkında karar verilmemesi ve harçların ödenmemesi gibi nedenlerle hüküm tesisi yanılgılı olduğundan hüküm BOZULDU. Kararda belirtilen kanun maddeleri Harçlar Yasası'nın 1, 30-32 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 428'dir.
1. Hukuk Dairesi         2011/14369 E.  ,  2012/547 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MANAVGAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/04/2010
    NUMARASI : 2008/658-2010/237

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden maliki olduğu .. ada .. parsel sayılı taşınmazı davalıların susam ekimi yapmak suretiyle haksız kullandıklarını, davalıların murisleri M.. K.. ve O.. N.. Ö. lehine mevcut olan zilyetlik şerhlerinin mülkiyet hakkının kullanımına engel olduğunu, şerhlerin yasal dayanağının kalmadığını ileri sürerek davalı Y..’ın taşınmaza elatmasının önlenmesine, muhtesatların yıkımına ve zilyetlik şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar F.., G.., N.. ve N.., dava konusu taşınmazın Hazine adına kayıtlı iken tapu kaydına Tapulama Kanunun 37/1-2 maddesi gereğince miras bırakanları M.. K.. lehine zilyetlik şerhinin konulduğunu, taşınmazın davacı idare adına tescilinin yolsuz olduğunu, taşınmazda zilyetliklerinin haksız olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlar; karşı davalarında; miras bırakan M.. K.. lehine olan zilyetlik şerhinin devir yasağını da içerdiğinden taşınmazın davacı idareye devrinin yasal olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile taşınmazın hazine adına tesciline, şerhlerin aynen korunmasına karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı Y.., yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.
    Diğer davalılar, dava konusu taşınmazı 1946 yılından beri miras bırakan O.. N.. Ö..’den intikalen kullandıklarını, imar ihyasını yaparak tarıma elverişli hale getirdiklerini, davacı idare adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı davalıların haksız kullandıkları, zilyetlik şerhlerinin davalılara taşınmaza müdahale etme hakkı vermediği, zilyetlik şerhlerinin hukuki bir değeri kalmadığı, hüküm kurulurken karşı dava hakkında karar verilmesinin unutulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, bir kısım davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi  raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. 
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve zilyetlik şerhinin terkini isteklerine, karşı dava ise, yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.             Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; davadaki istek taşınmazın aynına ilişkin olup, 492 sayılı Harçlar Yasasının 1 sayılı tarifesinde öngörüldüğü üzere nispi harca tabi olan davalardandır.  Diğer taraftan, 5737 sayılı yasanın 77. maddesinde “Vakıflar idaresinin tüm iş ve işlemleri her türlü vergi, resim, harç ve katılım payından istisnadır” hükmünü öngörmekte ise de, anılan muafiyet idari işlemlere ilişkin bulunup, yargı harçlarını kapsamadığı tartışmasızdır. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2008 tarih, 18-777 esas ve 788 karar sayılı kararı ile de vakıfların harca tabi olduğu kabul edilmiştir.
    O halde; davanın niteliği gözetildiğinde öncelikle  karar tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası gereğince öngörülen harçlar tamamlanmadıkça davanın sürdürülmesine olanak yoktur. Zira, Harçlar Yasasının 30-32. maddeleri ile harç ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı öngörülmüştür. Buna göre, öncelikle harçların ikmal edilmesi, ondan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi doğru değildir.
    Kabul tarzı itibariyle de, bir kısım davalıların karşı davaları hakkında mahkemece, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.
    Hal böyle olunca; yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Bir kısım davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   26.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara