Esas No: 2016/805
Karar No: 2016/4608
Karar Tarihi: 10.05.2016
Dolandırıcılık - Sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/805 Esas 2016/4608 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, Sahtecilik
HÜKÜM : Sanık hakkında TCK"nın 158/1-f-son, 62, 53, 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın,kendisine ait hacizli aracı katılan ..."a sattıktan sonra hacizi kaldırmaması nedeniyle katılanın satıştan vazgeçip parasını istemesi nedeniyle kimden aldığını açıklayamadığı sahte olarak oluşturulmuş 5.500 TL"lik çeki katılana verdiği iddia edilen olayda;
a)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/03/1998 tarih ve 6/ 8-69 E. K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı dikkate alınarak, somut olayda sanığın söz konusu senedi önceden doğan borç karşılığı katılana verdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
b) Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu"nda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekli olup, 6762 sayılı TTK"nın 692. maddesi gereğince çeklerde bulunması zorunlu olan keşide yerinin bir duraksamaya meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır olması gerektiği, aynı kanunun 693. maddesine göre ise, keşide yeri gösterilmemiş olan çekin, keşidecinin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde keşide edilmiş sayılacağı hükmü de dikkate alınarak, suça konu çekte keşide yeri ve keşidecinin ad ve soyadı altında da bir yer adı bulunmadığı, bu nedenle unsurları bulunmayan suça konu çekin özel belge niteliğinde olduğu anlaşılmakla; sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
Kabule görede;
c) 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k )bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK"nın 158/1-f. son maddesi gereğince temel ceza belirlenirken doğrudan haksız elde olunan yararın iki katının esas alınması suretiyle yazılı şekilde uygulama yapılması
d) 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 10/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.