Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları İ.. G."ün akıl sağlığının yerinde olmadığı bir sırada ve aynı zamanda kendilerinden mal kaçırmak amacıyla .. ada .. parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü davalı annesine sattığını, onun da 3.kişiye devrettiği taşınmazı İ.."in ölümünden sonra yeniden üzerine aldığını ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, öncesinde 1/2 payı kendisi ve 1/2 payı eşi M.."ya ait olan dava konusu taşınmazdaki 1/2 payın eşinin ölümünden sonra tüm mirasçılar tarafından davacıların miras bırakanı olan İ.."e rücu şartıyla bağışladıklarını, kendine ait 1/2 payı ise daha sonra İbrahim"e ölünceye kadar bakım akdi ile devrettiğini, durumu iyi olmayan İbrahim"e verdiği borç paraların karşılığında taşınmazın yeniden kendisine devredildiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığının anlaşıldığı, Borçlar Kanununun 242.maddesine göre davalı N.."nin rücu şartlı hibe olarak bağışladığı hisselerin kendisine döneceği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, işlem tarihlerinde davacıların mirasbırakanı İ.."in fiil ehliyetine haiz olmadığının anlaşıldığı, ancak davalı N.."nin rücu şartıyla bağışladığı hisselerin kendisine dönmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu edilen .. ada . parsel sayılı taşınmazdaki 1 no"lu bağımsız bölümün 1/2 payı davalı N.., 1/2 payı da N.."nin eşi ve davacıların mirasbırakanı İ.."in babası M.. adlarına kayıtlı iken, M.."nın ölümü üzerine N.. ve diğer çocuklarının bu 1/2 paydaki paylarını, 30.10.2002 tarihinde BK.242 maddesine göre kendilerinden önce ölümü halinde mülkiyetin kendilerine dönmesi şartıyla davacıların murisi olan İ.."e bağışladıkları, davalı N.."nin kendisine ait 1/2 payı da 7.11.2002 tarihinde ölünceye kadar bakım akdi ile yine İ.."e temlik ettiği, taşınmazın tamamına malik olan İ.."in 22.7.2005 tarihinde taşınmazı iki hisse itibar edip 1/2 payını annesi olan davalı N.."ye sattığı, üzerinde kalan 1/2 payı da 1.8.2006 tarihine yine annesine sattığı, N.."nin taşınmazın tamamını 15.6.2007 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye temlik ettikten sonra 26.8.2008 tarihinde o kişiden satış yoluyla yeniden devraldığı görülmektedir.
Davacıların mirasbırakanı İ.."in davalı Naciye lehine kazandırmada bulunduğu temlik tarihlerinde 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16. maddeleri gereğince Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden temin edilen raporla hukuki ehliyetten yoksun bulunduğu sabittir.
O halde, yapmış olduğu tasarrufların geçersiz olacağında kuşku yoktur.
Hal böyle olunca, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Bozma nedenine göre, davalının tüm temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Davacıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.