Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, M.A. A. vasisi Ö.. F. A., M.A."nin ileri derecede alzheimer hastası olduğunu, babalarının bu hasta halini fırsat bilen davalıların hileli yollarla M.A.."yi dolandırarak mal varlığını üzerlerine geçirdiklerini, mahcura ait traktörü ve 30 civarında kavak ağacını satarak parasının aldıklarını, yine mahcura ait .. parseldeki .nolu daireyi muvazaalı olarak ve mal kaçırma amacıyla A.."in üzerine geçirdikten sonra yine muvazaalı olarak davalı M."a devrettiklerini, davalı A."in bu daireyi 10 yıldan bu yana işgal ettiğini, davalı M."in M.A."nin banka hesabındaki 15.532.89.-TL"yi çektiğini ileri sürüp, halen davalı M.. adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile M.A.. A. adına tescilini, traktörün ve kavak ağaçlarının satış bedeli ile banka hesabından çekilen paranın ve davalı A.."den 10 yıllık ecrimisilin tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Dava ve birleşen davaların kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece;"tarafların miras bırakanının hukuki ehliyete haiz olmadığının belirlendiği ve mirasçılarının tümünün davada taraf olduğu dikkate alınarak ehliyetsizlik iddiası yönünden karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece tapu iptal-tescil davasının kabulüne, diğer talepler hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı M.. A. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenine dayalı alacak, birleşen dava, ehliyetsizlik, hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali tescil, diğer birleşen davalar, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde bozma ilamı ve davacı asılın dava sırasında ölümü gözetilerek 2379 parseldeki 28 no"lu daire yönünden ikinci el konumunda bulunan M."ın ilk el A.."in kayınbiraderi olduğu ve T.M.K."nın 1024. maddesi uyarınca davacı M.A.."nin ehliyetsiz olduğunu bilen ve bilmesi gereken konumunda olduğu ve aynı yasanın 1023 maddesi koruyuculuğundan yaralanamayacağı gözetildiğinde, davalı M..."ın tüm temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, yargılama sırasında davacı olan kısıtlı M.A."nin ölümü sebebiyle tüm mirasçılarının T.M.K."nın 599. maddesi hükmü uyarınca ölüm tarihi itibariyle terekede hak sahibi olacakları tartışmasızdır. Buna göre, vasi sıfatıyla davada yer alan "in mirasçı olması nedeniyle kısıtlının dava sırasında ölümü neticesinde tereke üzerinde hak sahibi olacağı için davada davacı sıfatını alacağı da kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, önceki bozma ilamına yanlış anlam verilerek kabul kapsamı dışındaki istekler bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına şeklinde karar verilmesi isabetsizdir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.