Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden malik oldukları 3 ve 10 nolu parsel ile davalıya ait 5 nolu parselin bulunduğu yerde İmar Kanununun 10/c maddesi uyarınca davalı idarenin yapmış olduğu imar düzenlemesi neticesinde oluşan 6 parça taşınmazdan biri olan ve adlarına tescil edilen 1080 nolu parselin okul yeri olduğu iddiası ile dava dışı Trabzon İl Özel İdaresi tarafından Arsin Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2009/11 Esas, 2009/156 Karar sayılı dava sonunda tapu iptal ve anılan idare adına tescile karar verildiğini ve dereceattan geçerek kararın kesinleştiğini, sözkonusu dosya arasında yeralan Yargıtay ilamında imar işleminin yok hükmünde olduğunun belirtildiğini, tapunun iptali ile mağdur olduklarını ileri sürerek, imar neticesinde oluşan ve davalı adına tescil edilen 1081 nolu imar parselinin payları oranında iptal ve tesciline, ayrıca sicil kaydında yeralan ipoteğin terkini ile mevcut hacizlerin dava açmayan şahıslara ait paylar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, çekişme konusu imar işleminin davacıların rızası ile gerçekleştirildiğini ve hukuki varlığını koruduğunu, davacıların uğradıkları zararın tazmini davası açabileceklerini, taşınmazın bir kısmının bedelinin de ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza dayanak imar uygulamasının yok hükmünde olduğu ve itibar edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 1086 sayılı HUMY"nın 388, 6100 sayılı HMK"nın 298. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 1086 sayılı HUMY"nın 389., yine 6100 sayılı HMK."nın 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
Ne var ki, uygulamada 1086 sayılı HUMY"nın 381.maddesinin son fıkrasının 6100 sayılı HMK."nın 294.maddesinin getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
Somut olaya gelince; değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek, kısa kararda yeralmadığı halde Mahkemece, gerekçeli karara; " Karar kesinleştiğinde Yeşilyalı Belediyesi borcundan dolayı dava konusu taşınmaz üzerine Vakıflar Bölge Müdürlüğü"nün 18.07.2007 tarih ve 703 yevmiye nolu haciz ile Arsin Mal Müdürlüğü"nün 24.02.2009 tarih ve 700 yevmiye nolu hacizlerinin kaldırılarak hacizlerin sadece Yeşilyalı Belediye Başkanlığı hissesi üzerinde bırakılmasına " yine; " Karar kesinleştiğinde imar uygulamasından dolayı M C.. S..lehine konulan 01.08.2005 tarih, ve 672 yevmiye nolu ipoteğin terkinine " şeklinde ilaveler yapılarak, kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
Hal böyle olunca, bozma nedenine göre sair hususlar incelenmeksizin hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK."un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi