Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11782 Esas 2012/358 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/11782
Karar No: 2012/358

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11782 Esas 2012/358 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalıya ait taşınmaza iadesi için dava açan davacı, taşınmazın hileli yolla temlik edildiğini iddia etmiş ve sözleşme gereği davalının zararını tazmin ettiğini ancak taşınmazı iade etmediğini belirtmiştir. Mahkeme davayı kabul etmiş ve davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ödeme sorumluluğunu reddetmiştir. Ancak kararın temyiz edilmesi sonucu, Mahkemenin isabetli bir karar verdiği, ancak davayı açan davacının davalının bir hile yaptığı iddiasını kanıtlayamadığı ifade edilmiştir. Dolayısıyla, davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ödeme sorumluluğu reddedilemez. Kararda, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca bozma kararı verilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2011/11782 E.  ,  2012/358 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : SİNCAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 08/02/2011
    NUMARASI : 2010/572-2011/41

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,kayden  maliki  olduğu  ..  parsel  sayılı  taşınmazı  davalıya  sattığını, ancak  davalının  yanıltılarak   temlik  yapıldığından  bahisle     taşınmazı   iade  etmek   istediğini,bu  konuda   ihtarname  , bono ve  protokol  olup, ceza  yargılaması  sırasında  da   davalının  zararını  tazmin  ettiğini, buna  rağmen  davalının   taşınmazı  iade  etmediğini  ileri sürerek,  tapu  iptali  ve  tescil  isteğinde  bulunmuştur.
    Davalı,  dava  konusu   parsele  ilişkin olarak  mülkiyet  iddiasının   bulunmadığını, ancak zararının  çok  daha  fazla  olması  nedeniyle  açmış  olduğu  davanın  teminatı   olarak  davaların  birleştirilmesini  istediğini  beyan  etmiştir.
    Mahkemece,  davalı   vekilinin  beyanlarına  göre  davacının  davasını  ispat  ettiği gerekçesiyle  davanın  kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar, davalı  vekili   tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmazın davacıya ait iken, 14.09.2001 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik edildiği, ancak, davalının taşınmazı temellükünün hile hukuksal nedeniyle geçersiz olduğunu  ileri  sürmesi üzerine taraflar arasında  düzenlenen  protokol  ile taşınmazın davacıya, satış bedelinin de  davalıya iadesinin   kararlaştırıldığı ve sözü  edilen  protokol gereğince davacı tarafından davalı lehine keşide edilen bononun vadesinde ödenmemesi nedeniyle davalının 13.11.2001 tarihinde davacıya yönelik “bono bedelini ödemesi ve protokol gereği satış vekaletinin kendisinden almasını içerir” ihtarname gönderdiği, akabinde  icra takibi başlattığı, davacının takibe  karşı  imza inkarında bulunarak itiraz ettiği ve bu nedenle davacı hakkında açılan kamu davası sonucunda Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18.05.2010 tarih ve 107-138 sayılı kararıyla, “ resmi evrak sayılan bononun  sahte olarak tanzim
    edildiği ve resmi evrakta sahtecilik suçunun işlediği, ancak davalının zararının posta havalesiyle  ödenerek  giderildiği ve  davacının  pişmanlığı  nedeniyle ileride suç işlemekten çekineceği yönünde olumlu kanaate varıldığı” gerekçesiyle, resmi evrakta sahtecilik suçundan cezalandırılmasına ve edinilen olumlu kanaat nedeniyle CMK.nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği; davacının da taşınmazın satış bedelini davalıya iade ettiğinden bahisle eldeki davayı açtığı ve davalının, taşınmazda mülkiyet iddiasının bulunmadığını, ne var ki zararının daha fazla olması sebebiyle açmış olduğu tazminat davasının teminatı olarak her iki davanın birleştirilerek görülmesini  istediği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, mahkemece, yukarıda açıklanan olgular belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
    Ancak; belirlenen ve yukarıda değinilen olgulara göre, dava açılmasına davalının sebep olduğu söylenemez.
    O halde, davalının yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  19.01.2012  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Hemen Ara