Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/29603 Esas 2016/4531 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/29603
Karar No: 2016/4531
Karar Tarihi: 09.05.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/29603 Esas 2016/4531 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2013/29603 E.  ,  2016/4531 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafinin 20.10.2010 tarihli karara karşı eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde, bu talebi inceleme merciinin Yargıtay"ın ilgili ceza dairesi olması karşısında, ....... Mahkemesi’nin eski hale getirme talebinin kabulüne ilişkin verdiği 22.03.2012 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun olduğu; bu kapsamda, sanığın sorguda vermiş olduğu adrese çıkarılan tebligatın 26.01.2011 tarihinde iadesi üzerine, Mernis adresinin bulunması halinde kayıtlı adresine, bulunmaması halinde ise, önce adres araştırması yapılıp tespit edilememesi halinde ilanen tebliğ yapılması gerekirken, bu kurallara riayet edilmeden doğrudan yapılan ilanen tebligatın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, sanık müdafinin eski hale getirme talebinin haklı, temyiz isteminin ise, öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Katılan şirketlerden ....... şirketinin diğer katılan ...... firmasının ana bayii olarak yurt dışından ithal edilen çeşitli kimyasal maddelerin Türkiye’deki dağıtımını yaptığı, sanığa ait ..... limited şirketi ile aralarında 2002 yılı Kasım ayından 2006 yılı Kasım ayına kadar ticari ilişki bulunduğu, eskiye dayalı güvenden kaynaklanan alım satımda sanığın, ...... ile mal teslimi ve fiyatın teyidinden sonra ...... şubesi aracılığı ile yurt dışında yerleşik diğer katılan .... şirketine fatura bedelini yine yurt dışı hesabına transfer ettiği, buna ilişkin transfer makbuz ve evraklarını ise faks aracılığı ile ...... şirketine bildirdiği, bu aşamadan sonra günlük işlemlerin yapılması için gerekli yetki belgesi ve evrakların sanıktan alındığı, taraflar arasında 2002 yılından 2006 yılı Kasım ayına kadar ticari ilişkinin bu şekilde devam ettiği, ancak bu tarihte ...... firmasının Soditaş şirketi ile irtibata geçip transfer bedelleri ile ilgili sorunlar başladığını bildirdiği, .....’a faks ile iletilen ödeme belgelerinde açıklanan paranın hesaba yatmadığının tespit edildiği,...... şubesi ile yapılan yazışma sonucunda ise; 26.6.2006, 13.10.2006, 05.07.2006, 21.09.2006, 20.06.2006, 13.09.2006, 12.07.2006, 01.11.2006 tarihlerini kapsayan 8 adet para transferine ilişkin makbuzların yapılan incelemesinde, muhatap banka tarafından düzenlenmediği, imzaların da şube yetkililerince atılmadığının anlaşıldığı, bu şekilde katılan şirketlerin kimyasal malzemeleri sanığa teslim etmelerine rağmen karşılığını alamamalarından ötürü toplam 483.469 ..... zarara uğradıklarının iddia edildiği olayda;
Sanığın söz konusu belgelerin kendisi tarafından düzenlenmediğine ve yanında çalışan kişilerin bundan sorumlu olduğuna dair savunması ile suçun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığının dosya kapsamından anlaşılamaması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, öncelikle sanıkla katılan şirket arasında, söz konusu paranın gönderilmesine esas olan ticari ilişkiye dair belgelerin getirtilerek, sanığın, suça konu malları, hangi tarihte ve ne şekilde teslim aldığı, teslimatın kim tarafından kime yapıldığı ve önceden doğan borç karşılığında verilip verilmediği ile söz konusu malların teslimi ya da paraların gönderilmesi noktasında sanığın bir yetkisinin veya dahlinin bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması ve sahte olduğu belirtilen makbuz asıllarının getirtilerek dosyaya konulması ve makbuzda isimleri geçen kişilerin dinlenilmesi, aynı şekilde sanığın ifadesinde adı geçen ...... isimli kişinin gerçek kişi olup olmadığı şirket kayıtları ile diğer kurumlardan araştırılarak, geçek kişi olduğunun tespiti halinde olaya ilişkin olarak tanık sıfatıyla beyanının alınması ve söz konusu makbuzun hazırlanıp gönderilmesine aracılık eden kişiler ile sanığın yazı ve imza örneklerinin usulüne uygun olarak alınıp, mukayeseye elverişli belge asıllarıyla birlikte kriminale gönderilerek, söz konusu makbuzlardaki yazılar ile imzanın kime ait olduğunun kesin olarak belirlenmesi, yine, ilgili bankaya yazı yazılarak, sanığın şirketinden yapılan ödemelerin daha önce kimin talimatı veya imzasıyla yapıldığının açık bir şekilde sorulması ile sahte olduğu belirtilen belgelerin banka yetkilileri tarafından düzenlenme ihtimalinin olup olmadığının araştırılması ve buna dair kayıtların dosyaya konulması, ayrıca katılan şirketin sanık aleyhine açtığı veya sanığın, ....... isimli kişi aleyhine açtığı hukuk davası bulunup bulunmadığı ........"nun gerçekte var olup olmadığının araştırılarak bulunması halinde incelenerek onaylı suretinin dosyaya konulması, ...... veya sanık hakkında sahtecilik suçundan açılan bir dava bulunup bulunmadığının araştırılması, bulunması halinde aradaki hukuki ve fiili irtibat da dikkate alınarak dosyaların birleştirilmesinin sağlanması, mümkün olmaması halinde onaylı suretinin bu dosya içine konulmasından sonra sanığın suç işleme kastıyla hareket edip etmediği ve eylemin taraflar arasında hukuki ihtilaf mahiyetinde olup olmadığı hususları da karar yerinde tartışılarak bütün delilerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın eylemini değişik zamanlarda gerçekleştirdiği kabul edilmesine rağmen cezasının TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suç hükümlerine göre artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara