Esas No: 2011/7612
Karar No: 2012/280
Karar Tarihi: 18.01.2012
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7612 Esas 2012/280 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, malik olduğu taşınmaza müdahale ederek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunan davacıya karşı dava açmıştır. Ancak, mahkeme önceki idari kararın idari yargı yerinde iptal edilmesinden sonra davacının maliki olduğu taşınmaza kaydedilen davalıya ait yapının bulunduğu ve tasarrufunda olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddedilmesine karar vermiştir. Davacının da birleşen davadaki isteği doğrultusunda çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile imar öncesi mülkiyet durumunun ihyası kararlaştırılmıştır. Ancak, mahkeme yanlış yönlendirme sonucu elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğli asıl davanın kabulüne karar vermiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri: 4213 sayılı Taşınmaz Mal Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ÇANAKKALE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2008
NUMARASI : 2006/347-2008/478
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki olduğu .. parsel sayılı taşınmazına davalının bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp,elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
Davalı davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise evinin olduğu yeri taşınmazın ilk malikinden haricen satın aldığını, yapılan imar uygulaması ile evinin olduğu yerin davacıya verildiğini ileri sürüp, davacı (karşı davalı) adına olan kaydın iptali ile adına tescilini istemiştir.
Asıl ve karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece , özetle," kayden davacıya ait olan .. parsel sayılı taşınmazda, davalıya ait yapının bulunduğu ve anılan yerin davalının tasarrufunda olduğu, davacı adına kaydın oluşmasına dayanak teşkil eden idari kararın idari yargı yerinde iptal edildiği, ne var ki, söz konusu idari karar doğrultusunda , dava açılarak imar öncesi mülkiyet durumuna dönülmüş olmadığı, davacının maliki bulunduğu 4213 sayılı parselin geçerliliğini koruyan çap kaydı dikkate alınmak suretiyle bir hüküm kurulması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyulmuş olmakla yapılan yargılama sırasında eldeki dava ile birleştirilen davada, davacı H.., çekişme konusu 4213 sayılı imar parselinin oluşmasına dayanak teşkil eden idari kararın idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek davalı (davacı) Y.. adına tapu kaydının iptali ile adına tescili ile imar öncesi durumun ihyasını istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine,birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflar vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım; karşı dava, temliken tescil, birleşen dava, tapu iptali ve tescili ile imar öncesi mülkiyet durumunun ihyası isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüyle davalı V.."in çekişmeli .. parsel sayılı taşınmaza el atmasının önlenmesine, muhtesatın yıkımına; karşı davanın reddine; birleşen davanın kabulüyle çekişmeli 4213 parsel sayılı taşınmazın davalı Y.. adına tapu kaydının iptali ile 3613 sayılı parsel olarak ihya edilmesine ve davacı H..e adına tesciline, önceki tapuda mevcut bina şerhinin korunmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, kayden davacıya ait olan .. parsel sayılı taşınmazda, davalıya ait yapının bulunduğu ve anılan yerin davalının tasarrufunda olduğu; sözkonusu kaydın 1997 yılında yapılan ikinci imar uygulamasıyla oluştuğu; 1994 yılında yapılan ilk imar uygulamasında davaya konu binanın bulunduğu yerin 3613 sayılı imar parseli olarak birleşen davanın davacısı H.. adına tescil edildiği ve üzerindeki binanın davalı V.."e ait olduğuna ilişkin şerh verildiği; davacı Y.."ın ise ilk imarla .. nolu imar parselinde paydaş kılındığı, bu uygulamadan sonra 1997 yılında yapılan ikinci imar uygulamasında, davacı Y.."ın, 3614 nolu imar parselindeki payına karşılık üzerinde davalı V.."e ait evin bulunduğu çekişmeli .. nolu imar parselinde paydaş kılındığı, dava dışı Köy Tüzel Kişiliğine ait payıda satın almak suretiyle taşınmaza tam malik olduğu, ancak, beyanlar hanesinde davalı V.."e ait binaya ilişkin şerh konulmadığı alaşılmaktadır.
Öte yandan, birleşen davanın davacısı H.."nin de, ikinci imar uygulamasında, 3613 sayılı parseline karşılık, 4208, 4215, 4216 sayılı imar parsellerinde paydaş kılındığı, H.."nin 1997 tarihinde yapılan ikinci imar uygulamasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açtığı dava sonucunda, Bursa 2.İdare Mahkemesi"nin 2001/1171 esas, 2002/1069 karar sayılı kararıyla " .. nolu parselin bulunduğu yerde oluşturulan imar parselinin tahsisinde tercihin üzerindeki V.. S.."e ait bina nedeniyle davacı yönünde kullanılması mümkün iken, davacı H. yerine Y. İ.. yönünde kallanıldığı, mevcut yapı nedeniyle taraflar arasında nizaya yol açtığı, bu durumun mevzuata ve hukuka uygun olmadığı" gerekçesiyle iptaline karar verildiği ve kesinleştiği görülmektedir.
Bu durumda, çekişme konusu 4213 sayılı imar parselinin oluşmasına dayanak teşkil eden, idari karar, idari yargı yerinde iptal edildiğine ve kesinleştiğine göre, 4213 sayılı parselin tescilinin yolsuz duruma düştüğü açıktır.
O halde, ikinci imar işleminin iptal edilmesiyle davaya konu 4213 nolu parselin dayanağını teşkil eden idari işlemin ortadan kalktığı saptanmak suretiyle birleşen davanın kabulü ile imar öncesi durumun ihyasıyla, birinci imarla oluşan mülkiyet durumuna dönülmesinde bir isabetsizlik yoktur. Birleşen davanın davalısı Y."ın temyiz itirazı yerinde değildir.Reddine
Birleşen davanın davacısı H.. ve asıl davanın davalısı karşı davanın davacısı V.."in temyizine gelince, birleşen davanın kabulüyle çekişme konusu 4213 sayılı parselin tapu kaydı iptal edilmekle, el atmanın önlenmesi ve yıkım istekli asıl davanın davacısı Y.."ın davada aktif dava ehliyetinin kalmadığı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca,elatmanın önlenmesi ,yıkım istekli davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de imar uygulaması bir kamu tasarrufu olup, tescilin dayanağı idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmesinden sonra önceki duruma dönülmesi halinde iptal edilen kayıt malikinin bir kusuru olmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerekirken, birleştirilen davada davalı Y.."ın sorumlu tutulması isabetsiz ise de, bu yön temyize getirilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Birleşen davanın davacısı H.. ve asıl davanın davalısı karşı davanın davacısı V.."in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.