Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 3194 sayılı imar kanunun 11. Maddesine göre; kamunun ortak kullanımına açık olmak üzere tapu sicilinden bedelsiz terkin yapılan taşınmazın satılmayacağı ve başka maksatla kullanılamayacağı ileride imar planı değiştirilerek özel mülkiyete konu olacak hale getirildiğinde veya imar planı değiştirilmeden terk edildiği amaç dışında kullanıldığı takdirde tekrar aynı şartlarla ve idari yoldan hazine adına tescil edileceği gerekçesiyle açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.
Çekişme konusu 3087 sayılı taşınmazın davacı adına ifraz işlemiyle 05.12.2001 tarihinde tescil edildiği kayden sabittir.
Bilindiği ve; TMK 683. maddesinde düzenlendiği üzere; “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.”
Hal böyle olunca; mahkemece, işin esasının incelenmesi davacı taşınmazına elatma olup olmadığının araştırılması, hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.