Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/20733 Esas 2013/18507 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/20733
Karar No: 2013/18507
Karar Tarihi: 25.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/20733 Esas 2013/18507 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/20733 E.  ,  2013/18507 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-ALACAK




    Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davacılar ve davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.12.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... .. ile diğer temyiz edenler vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


    -KARAR-

    Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili, davalılar... ve ..."ın şirkete ortak olmak amacı ile vermiş oldukları sermayenin 426.000 DM" lik kısmını geri almak istediklerini, ayrıca, şirkete 375.000 DM borç vermeyi taahhüt ettiklerini, bu nedenle davalılardan ... ile davacı Şirket arasında düzenlenen 18.07.2000 tarihli protokol gereğince, davacı şirkete ait 1678 parsel sayılı taşınmazın teminat olarak davalı ..."ın babası davalı ..."ya temlik edildiğini, onunda muvazaalı olarak diğer davalı ..."a devrettiğini, davalılar ..."ın taahhütlerini yerine getirmediklerini ileri sürerek 1678 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile şirket adına tescili, olmadığı takdirde tazminat isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
    Davalılar vekili, satışın muvazaalı olduğu konusunun yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı tarafça 239.177,59 TL"nın davalılar tarafına ödenmesi şartıyla tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bit akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebine teşkil eder.
    Öte yandan, inanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. Anılan Sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçlarını belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında , akde aykırı davranışın yaptırımını da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de Borçlar Kanununun 19 ve 20 maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır.
    Uygulama da inançlı işleme dayalı uyuşmazlıklar 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir.
    İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenirliği kabul edilen iddiaların isbatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir.İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gereklidir.
    Somut olaya gelince , çekişme konusu 1678 parsel sayılı taşınmaz davacı Şirket adına kayıtlı iken, 20.07.2000 tarihinde davalı ..."ya satış suretiyle temlik edildiği, onun tarafından da 24.10.2000 tarihinde diğer davalı ..."a satış yoluyla devredildiği; davada dayanılan, davalılar ... ile davacı Şirket arasında düzenlenen 18.07.2000 tarihli bir protokolün 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında öngörülen yazılı belge mahiyetinde bulunduğu, her türlü kuşku ve duraksamadan uzaktır.
    O halde, davacı şirket tarafından çekişmeli taşınmazın davalı ..."ya yapılan temlikinin inançlı işleme dayalı bulunduğu, ikinci el durumundaki davalı ..." ın da durumu bildiği saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
    Ancak, çekişmeli taşınmazın davacı tarafından inançlı işleme dayalı olarak davalıya temlik edildiği, ikinci el durumundaki davalı ..."ın da durumu bildiği kabul edildiği halde, davacı şirket tarafından davalılar ..."a ödenmesi gereken bilirkişi raporuyla belirlenen 239.177,59 TL. bedel yönünden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 97. maddesi hükmü gözetilerek 239.177,59 TL"nın mahkeme veznesine depo edilmesi için davacı şirkete önel verilmesi, depo edildiği takdirde, tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne; aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı olduğu şekilde bu yönde şartlı hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, çekişmeli taşınmazın aynı dava konusu olduğuna göre, taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden harca hükmedilmesi gerekirken, davacı şirketin ödemesi gereken 239.177,59 TL. üzerinden harca hükmedilmesi de doğru değildir.
    Öte yandan; dava dilekçesinde dava değeri 20.000,00 TL olarak gösterilerek harç alındığı çekişmeli taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden yargılama sırasında harç tamamlanmadığına göre, dava dilekçesinde gösterilen dava değeri üzerinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 239.177,59 TL. üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
    Davalılar vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davacılar vekilinin temyiz itirazı yerinde değildir,reddine alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince taraflardan gelen temyiz eden davalılar vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenden alınmasına, 25.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara