Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/1331 Esas 2015/2008 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1331
Karar No: 2015/2008
Karar Tarihi: 15.06.2015

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/1331 Esas 2015/2008 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğini belirleyerek mahkumiyet kararı verdi. Ancak, mahkeme ceza tayininde yeterli gerekçe göstermediği için hüküm bu nedenle bozuldu. Ayrıca, sanığın velayet hakkından ve vesayet/kayyımlık hizmetinden yoksun kalacağı süreelle ilgili hüküm de yasaya aykırı bulundu.
Kanun maddeleri:
- Türk Ceza Kanunu (TCK) 61. maddesi: Hakim, suçun işleniş biçimini, suçta kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusu ile meydana gelen zararın ağırlığını dikkate alarak, işlenen suçun kanunen öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında ceza tayin eder.
- TCK 3/1. maddesi: Suç işleyen kişi hakkında, işlenen fiilin ağırlığına orantılı ceza ve güvenlik tedbiri uygulanır.
- Anayasa'nın 141. maddesi: Mahkeme kararları, hak ve nesafet kurallarına uygun olarak ve kanuna uygun şekilde verilir.
- CMK 34. maddesi: Mahkeme kararları, mahkemece belirlenen gerekçe ve kanuni dayanağa uygun olarak verilir.
- TCK 53/3. madde: 53/1-c bendindeki \"velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun\" sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, alt soyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği belirtilir.
21. Ceza Dairesi         2015/1331 E.  ,  2015/2008 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
    I- 5237 sayılı TCK"nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerindeki ifadelerin kararda tekrar edilmesi ile bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe olmadığı gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini,
    II-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, alt soyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara