Esas No: 2021/18265
Karar No: 2022/3021
Karar Tarihi: 17.05.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/18265 Esas 2022/3021 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/18265 E. , 2022/3021 K."İçtihat Metni"
I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.11.2021 tarih ve 2021/124634 sayılı yazısı ile; FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2, 62/1 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5/1. maddeleri gereğince 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2019 tarihli ve 2018/113 esas 2019/163 sayılı kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 19.11.2019 tarihli ve 2019/1237 esas 2019/745 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini müteakip, bu defa istinaf kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 10.09.2020 tarihli ve 2020/1816 esas 2020/3842 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini takiben, hükümlü müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2021 tarihli ve 2018/113 esas 2019/163 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.06.2021 tarihli ve 2021/65 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanunun 318/1. maddesinde ki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” biçimindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren hâkimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin, yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği, somut olayda İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2019 tarihli kararında başkan olarak bulunan Hâkim Ulaş Mengüloğlu'nun yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair mahkeme heyetinde görev alamayacağı gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 04.10.2021 gün ve 94660652-105-34-18147-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II- OLAY :
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yapılan yargılama neticesinde İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2019 tarih ve 2018/113 esas 2019/163 sayılı kararı ile sanık ...'ın atılı suçtan hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilmiştir.
Sanık ve müdafiinin mahkumiyet hükmüne karşı yaptıkları istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 19.11.2019 tarih, 2019/1237 esas ve 2019/745 sayılı kararı ile esastan reddedilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince verilen hükmün sanık ve müdafii tarafından temyizi üzerine yapılan inceleme neticesinde de Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 10.09.2020 tarih, 2020/1816 esas 2020/3842 sayılı kararı ile temyiz davasının esastan reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Kesinleşen hükmü infaz eden sanık hakkında, müdafii tarafından sunulan 30.04.2021 tarihli dilekçe ile İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinden, yeniden yargılamasının yapılarak, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması talebinde bulunulmuştur.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2021 tarih, 2018/113 esas ve 2019/163 sayılı ek kararı ile hükümlü müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebinin, kabule değer görülmemesi sebebiyle reddine, itiraz kanun kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Dosya içeriğinde bulunan tebliğ mazbatasına göre ek karar 24.05.2021 tarihinde müdafii tarafından açılmış ve 29.05.2021 tarihinde ise okundu sayılmıştır.
Sanık müdafii 24.05.2021 tarihli dilekçesi ile karara itirazda bulunmuştur.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.05.2021 tarih, 2018/113 esas sayılı kararı ile 18.05.2021 tarihli yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulması talebinin reddine ilişkin ek kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakla vaki itirazın reddi ile dosyanın ve dilekçenin itiraz hususunda karar verilmek üzere itirazı incelemeye yetkili mercii olan İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.06.2021 tarih ve 2021/64 D.İş sayılı kararı ile ek kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakla vaki itirazın reddine, oy birliği ile karar verilmiştir.
İtiraz kanun yolu sürecinde sanık müdafii, bu kez 31.05.2021 tarihli dilekçesi ile itiraz merciine gönderilmek üzere İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesine emsal kararlar sunmuş ve istemlerini tekrarlamıştır. Sanık müdafii dilekçesinde özetle, karara itirazda bulunduklarını ve sunduğu emsal kararların yeniden yargılama yapılmasına dair istemlerini destekler mahiyette olduğunu belirtmiştir.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.05.2021 tarih, 2018/113 esas sayılı
kararı ile özetle; 31.05.2021 tarihli başvuru, 18.05.2021 tarihli ek karara itiraz başvurusu olarak değerlendirilerek, ek kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından reddedilmiş ve dosya ile dilekçenin itiraz kapsamında karar verilmek üzere itiraz mercii olan İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.06.2021 tarih ve 2021/65 D.İş sayılı kararı ile ek kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakla vaki itirazın reddine, oy birliği ile karar verilmiştir.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin, itiraz mercii sıfatı ile verdiği, 08.06.2021 tarih ve 2021/64 D.İş sayılı kararı ile 10.06.2021 tarih ve 2021/65 D.İş sayılı kararı ayrı ayrı heyetlerce verilmiştir.
Sonraki süreçte, önceki heyetlerden farklı hakimlerin görev aldığı İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2021 tarih, 2018/113 esas sayılı kararı ile de 30.04.2021 tarihli başvuruya istinaden, yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulması taleplerinin reddine ilişkin karar verildiği ve İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.11.2021 tarih, 2021/124 D.İş sayılı kararı ile de 10.11.2021 tarihli sanık müdafiince yapılan itirazın kesin olarak reddine karar verildiği görülmüştür.
Bu kapsamda sanık müdafii tarafından, 18.06.2021 ve 26.08.2021 tarihli dilekçeleri ile İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.06.2021 tarih, 2021/65 D.iş sayılı; 17.11.2021 tarihli dilekçesi ile de 17.11.2021 tarih, 2021/124 D.İş sayılı kesin kararlarının kanun yararına bozulması istemi ile ayrı ayrı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne ihbarda bulunulmuştur.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 10.08.2021 tarihli yazısı ile İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2021 tarih, 2018/113 esas 2019/163 sayılı ek kararı ile İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.06.2021 tarih ve 2021/65 değişik iş sayılı kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediği görüşünde bulunarak, tanzim olunan fezleke Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmiştir.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 04.10.2021 tarih, 94660652-105-34-18147-2021-Kyb sayılı yazılı istemi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.06.2021 tarih ve 2021/65 değişik iş sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Yargılamanın yenilenmesi talebine konu mahkumiyet kararına katılan hakimin, yargılamanın yenilenmesinin değerlendirilmesi kararına katılıp katılamayacağına ilişkindir.
IV- HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih
9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
Kanun yararına bozmada geçerli olan “istekle bağlılık kuralı” gereği, isteme konu edilmeyen hukuka aykırılıklar yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, inceleme sırasında Adalet Bakanlığının istem yazısında ileri sürülmeyen ve sonuca etkili bulunan başkaca hukuka aykırılıkların saptanması halinde, bu yönlerden de başvuruda bulunulmasının sağlanması için Adalet Bakanlığına veya koşulları bulunmakta ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına ihbarda bulunulması suretiyle, bu hususlarda da başvuruda bulunulması halinde tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi sağlanacaktır (CGK’nın 14.07.2009 gün ve 163-202; 07.07.2009 gün ve 155-192; 17.07.2007 gün ve 145-172; 02.10.2007 gün ve 82-196 sayılı kararları).
Kanun yararına bozmaya dair istem yazısında belirtilen karar yerine başka bir kararın yasa yararına bozulmasına karar verilmesi de isteme bağlılık kuralına aykırılık oluşturur (CGK'nın 29.09.2009 gün 2009/6-177-210 sayılı kararı).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmekle, incelemeye konu İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.06.2021 tarih, 2021/65 değişik iş sayılı kararı öncesinde, aynı mahkemede görevli farklı heyet tarafından, aslında aynı isteme yönelik 08.06.2021 tarih, 2021/64 D.İş sayılı kararının verildiğinin görülmesi karşısında, kanun yararına bozma istemi kabul edilse dahi hukuken varlığını koruyacak olan iş bu kesin kararın da kaldırılması gerekliliği gözetilerek, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.06.2021 tarih, 2021/64 esas sayılı kesin kararına ilişkin olarakta kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda Adalet Bakanlığına ihbarda bulunulması için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.
V-SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.06.2021 tarih, 2021/64 değişik iş
sayılı kesin kararına yönelik olarak da kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda Adalet Bakanlığına ihbarda bulunulması için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.