1. Hukuk Dairesi 2013/17768 E. , 2013/18419 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-TAPU İPTALİ-TESCİL
Yanlar arasında birleştirilerek görülen el atmanın önlenmesi ve yıkım ile tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne, birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı-birleşen dosya davacısı tarafından yasal süre içerisinde, temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım, birleşen dava tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince inceleme ve araştırma yapılarak davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Ne var ki, birleşen dosyada davacı ..., 208 ada 12 ve 13 nolu parsellerin öncesinde bütün olup, 1991 yılında mirasçılar arasında ölçekli kroki yapılarak taksim edildiğini, taşınmaza taksimden sonra bina inşa ettiğini, kadastro tespiti ile 12 nolu parselin kendi adına, 13 nolu parselin de... adına tescil edildiğini; ancak..."ın kadastro tespitleri sırasında taksim krokisini yanlış uygulattığını ileri sürerek, 208 ada 13 nolu parselin tapusunun bahçe duvarını ve taksimdeki sınırı aşan kısmının iptali ile adına tescilini istemiş, yargılama sırasında davasını kısmen ıslah ederek, TMK"nin 725. maddesi gereğince de bahçe duvarı da dahil olmak üzere adına tescilini istediğini bildirmiştir.
Mahkemece verilen önceki karar 7.Hukuk Dairesince; "taraflar arasındaki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/son maddesi hükmüne dayalı kesinleşen kadastroya karşı açılan dava olduğu ve ayrıca davada yıkım isteğinin de bulunduğu ancak araştırmanın yetersiz olduğu belirtilerek bozulmuştur.
Bilindiği üzere, bozmaya uyulmakla dava tarafları yararına usuli kazanılmış hak meydana gelir ve bozmada işaret edildiği şekilde hüküm oluşturulması zorunludur.
Davalı-birleşen dosya davacısı ... birleşen davasında; taksim krokisindeki sınırı aşan bölüm yönünden 208 ada 13 nolu parselin tapusunun iptali ve adına tescilini istemiş, yargılama sırasında da 26.08.2002 tarihli dilekçesiyle davasını kısmen ıslah ettiğini belirterek, taleplerini temliken tescil isteğini de eklemiş, aynı taleplerini 31.01.2003 tarihli dilekçesi ile de açıklayarak tekrarlamıştır.
Öyle ise, mahkemece birleşen davadaki isteğin kadastro öncesi yapılan taksim krokisindeki sınırı aşan bölüm yönünden 208 ada 13 nolu parselin tapusunun iptali ve tescili ile sonradan kısmi ıslah ile 13 nolu parseldeki bahçe duvarına kadar olan bölüm yönünden de temliken tescil olduğunun göz ardı edilerek, birleşen davadaki isteğin sadece temliken tescil niteliğinde olduğu ve davalı-birleşen dosya davacısının iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz
Hal böyle olunca, davalı-birleşen dosya davacısı ..."nin her iki isteği yönünden inceleme ve araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için karar bozulmalıdır.
Davalı-birleşen dosya davacısının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.