Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/6408 Esas 2015/13937 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6408
Karar No: 2015/13937
Karar Tarihi: 21.12.2015

Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/6408 Esas 2015/13937 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2015/6408 E.  ,  2015/13937 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hakaret
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-) Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı üzerindeki hakları olup, bu suçun oluşabilmesi için fiilin, gerçek bir kişinin belirtilen kişilik haklarını rencide edecek şekilde işlenmesi gerekmektedir. Hakaret suçu, Anayasanın 24 ila 30. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9 ve 10. maddelerinde düzenlenen ifade hürriyetinin sınırlarını oluşturmaktadır. Suçu oluşturan eylem bakımından failin ifade hürriyeti, mağdur yönünden ise onur, şeref ve saygınlığı ile din, vicdan ve kanaat hürriyetine ilişkin temel kişilik hakları çatışmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü, sözü edilen karşılıklı hakların dengelenmesini gerektirmektedir. Ancak, ileri sürülen bir düşünceyle bağlantısı bulunmayan, esasında düşünce açıklaması vasfında da görülemeyen sövme niteliğindeki fiillerin ifade özgürlüğünden yararlanamayacağı açıktır.
    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ifade hürriyetini düzenleyen 10/2. maddesinde, bu hakkın sınırlanmasında gözetilebilecek meşru nedenler arasında yargı erkinin üstünlüğünün (otoritesinin) ya da tarafsızlığının sağlanması da sayılmış, hükmün uygulanması ve kapsamı mahkeme içtihatlarıyla belirlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), içtihatlarında Sözleşme bağlamında ulusalüstü insan hakları hukukunu yorumlarken, kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken fonksiyonlarını etkilemeyi ve saygınlıklarına zarar vermeyi amaçlayan aşağılayıcı saldırılara karşı korunmalarının zorunlu olduğunu (AİHM Busuioç-Moldova kararı, 2004, prg. 64), bununla birlikte görevlerini yerine getirirken icra ettikleri eylem ve sözlerine yönelik eleştirilere karşı daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiğini (bkz; AİHM Steur-Hollanda kararı, 2003, prg. 39) belirtmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ayrıca, fiil isnadına dayanmayan ve ispat gerektirmeyen değer yargılarından ibaret sözlerin sarsıcı olsa bile eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceğini kabul etmektedir (bkz; AİHM Hriko- Slovakya kararı, 2004, prg. 40, 45; Jeruselam-Avusturya kararı, 2001, prg. 44; Sokolowski-Polonya kararı, 2005, prg. 47; Paturel-Fransa kararı, 2005, prg. 37; Harris/Boyle/Bates/Buckley, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Hukuku, Ankara 2013, sy.518-520),
    İncelenen dosyada;
    Sanık Resul"ün, duruşma sırasında söylediği kabul edilen "Senin yaptığın adalet değil bir nevi zorbalıktır" şeklindeki sözlerinin ağır eleştiri niteliğinde olması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi,
    2-) Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyize gelince;
    a-) TCK"nın 3/1. maddesinde açıklanan "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" ilkesine uyulmadan ve aynı Kanunun 61. maddesindeki ölçütlere ne surette uyulduğu yönünde yeterli kanuni gerekçede gösterilmeden, hakaret suçundan verilen temel özgürlüğü bağlayıcı cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle belirlenmesi,
    b-) Sanığın, katılan hakimin kendisine söz vermemesi ve “ulan” diye hitap etmesi üzerine tartıştıklarını savunması, tanık ..."un soruşturma ifadesinde, “duruşma esnasında salonda bulunan iki şüpheli ile Hakim bey arasında duruşmanın disiplini hakkında bir tartışma olduğunu” belirtmesi karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek, hakaret suçu yönünden TCK"nın 129. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
    c-) Hakaret eyleminden hüküm kurulurken temel cezanın TCK"nın 125/3-(a) maddesi yerine, TCK"nın 125/1. maddesine göre belirlenmesi,
    d-) Sanığın tutuklulukta geçirdiği sürenin TCK"nın 63. ve CMK" nın 232-2/d maddeleri uyarınca cezasından mahsubuna ve bu süre ile tarihinin hükümde gösterilmesi ile yetinilmesi gerekirken sonuç cezadan indirilmesi,
    e-) Tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyetin, kesin nitelikteki adli para cezasından ibaret olması nedeniyle, sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
    f-) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ..."ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara