Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/18319 Esas 2013/18313 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18319
Karar No: 2013/18313
Karar Tarihi: 19.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/18319 Esas 2013/18313 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalılar Keramettin ve Kemal, tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ilişkin kararı temyiz etmiştir, ancak duruşmaya gelmemişlerdir. Temyizde bulunan davacı ve temyiz dilekçesinde adı geçen davalıların beyanları dinlenmiştir. Mahkeme, davacıların vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak tapu kaydının iptal ve tescilinin istendiği iddialarının asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği sonucuna varmıştır. Ayrıca, Tüketici Kanunu'nun 4077 maddesi \"Ticaret konusu taşınır mallar\" için geçerli olsa da, bu davanın konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle, mahkeme davanın tüketici mahkemesinde görülmesini doğru bulmamıştır. Mahkeme, davacıların iddialarını değerlendirerek genel mahkeme sıfatıyla yargılamaya devam edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. HUMK'nun 1 ve 2. maddeleri ile Borçlar Kanunu'nun 386 vd. maddeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Kanunun gerektirdiği şekilde mahkeme kararı verilmeden önce bu hususlar incelenmelidir.
1. Hukuk Dairesi         2013/18319 E.  ,  2013/18313 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVACILAR : ... VD.
    DAVALILAR : ... VD.
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL



    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar Keramettin ve Kemal tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.03.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... .. davalı ... vekili Avukat ... gelmediler, temyiz edilen davacı ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ..., davalı ... Tic. Ltd. Şti. gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, 26.05.2010 tarihli ara karar ile davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacıların, 324 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki binanın bir katını davalı ... Ltd. Şti. adına hareket eden davalı ...’den daire alım satım sözleşmesi ile haricen satın aldıklarını, daha sonra arsa sahibi olan davalı Kerametin’in aynı taşınmazdaki (A) Blok, zemin kat, 2 nolu dairesinin 01.05.2008 tarihinde kendilerine devredildiğini, anılan dairede oturmaya başladıklarını, davalı ...’in, binanın iskanının alınması, kat irtifakının kurulması ve ... kattaki bağımsız bölümlerin kapıcı dairesine çevrilmesi işlemlerini yapacağı telkiniyle kendilerinden ve diğer kat maliklerinden aldığı vekâletnameyi kullanarak, proje tadilatı yaptırıp maliki oldukları dairenin bir bölümünün davalı ...’e ait olan başka bir daireye katılması suretiyle bağımsız bölümün küçülmesine neden olduğunu, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ederek zarara uğratıldıklarını, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
    Yukarıda açıklanan iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesi içeriğinden, davacıların isteğinin Borçlar Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı, davada vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak tapu kaydının iptal ve tescilinin istendiği, davanın açıldığı tarih ve dava dilekçesinde gösterilen dava değeri gözetildiğinde davanın asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu açıktır.
    Hemen belirtilmelidir ki; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/c maddesinde, “Ticaret konusu taşınır mallar” kanun kapsamına alınmış iken, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da kanun kapsamına alınmıştır.
    4077 sayılı Kanunun 23. maddesinde ise; bu kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıklara tüketici mahkemelerinde bakılacağı hükme bağlanmıştır.
    Eldeki davanın açıklanan içeriği itibariyle vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olduğu dikkate alındığında, tüketici mahkemesinin görevinde olmadığı kuşkusuzdur.
    Diğer taraftan, görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında ve kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.
    Hal böyle olunca; mahkemece, 1086 sayılı HUMK"nun 1 ve 2. (6100 sayılı HMK"nin 1 ve 2) maddelerinde açıklanan göreve ilişkin hükümleri ile Borçlar Kanunu’nun 386 vd. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502 vd.) maddelerinde açıklanan vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümleri dikkate alınarak genel mahkeme sıfatıyla yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine dayalı olduğundan bahisle tüketici mahkemesinde yargılama yapılarak davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
    Davalılar Kemal ve Keramettin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Hemen Ara