1. Hukuk Dairesi 2013/11276 E. , 2013/18312 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 8662 ada 10 parsel sayılı taşınmazda davacılar ile dava dışı .......’ın paydaş oldukları, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, yargılama sırasında 30.04.2012 tarihinde dava dışı paydaşların paylarının da hükmen davacılar adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, 06.05.1955 tarih, 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve Türk Medeni Kanunu’nun 691. maddesi gözetilerek davalının dava konusu taşınmazı kullanımı bakımından geçerli bir kira sözleşmesi olmadığı kabul edilmek suretiyle mahkemece, ecrimisilin hüküm altına alınmış olması kural olarak doğrudur. Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup, davacılar taşınmazda ki yapıları kabullenmemişler, kaçak olduğunu iddia etmişlerdir.
O halde, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu dikkate alınarak, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğu olan ecrimisil tespit edilerek hüküm altına alınması gerekirken taşınmazın üzerindeki yapılar da dikkate alınarak ecrimisil miktarının belirlenmiş olması isabetsizdir.
Öte yandan; çekişme konusu taşınmazda davacı ...’nin 08.10.2007 tarihinde satış suretiyle ilk defa malik olduğu, diğer davacılar ....’ın onun ölümü üzerine 08.07.2008 tarihinde intikal suretiyle taşınmazda paydaş oldukları, mirasbırakan ...’ın ise ne zaman öldüğünün dosya kapsamı ile belli olmadığı açıktır. Bu durumda, davacılar ....ın murisi....’ın ölüm tarihi tespit edilerek mülkiyet edinme tarihleri dikkate alınarak ecrimisilin bu tarihlerden itibaren belirlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde mülkiyet sahibi olmadan önceki tarihleri de kapsar şekilde ecrimisile karar verilmiş olması doğru değildir.
Diğer taraftan; davacılar 24.06.2011 günlü dava dilekçesinde ecrimisil talebi yanında faiz isteğinde bulunulmadıkları, 25.12.2012 tarihinde yaptıkları ıslah ile faiz talep ettiklerine göre ıslah tarihinden itibaren ıslah edilen miktar bakımından faize karar verilmesi gerekirken talep aşılarak yazılı şeklide hüküm altına alınan ecrimisile dönem sonlarından itibaren faize hükmedilmesi de isabetsizdir.
Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.