Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/524 Esas 2022/2860 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/524
Karar No: 2022/2860
Karar Tarihi: 18.05.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/524 Esas 2022/2860 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2022/524 E.  ,  2022/2860 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararı

    Dairemizin 03.04.2019 tarih ve 2018/6915 Esas – 2019/2277 Karar sayılı ilamı ile; İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.02.2018 tarih ve 2017/191 Esas - 2018/93 Karar sayılı kararının “sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz bylock sorgu tutanakları ile (HIS) CGNAT kayıtlarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması” gerekçesiyle bozulmasına yönelik karar verilmesine müteakip aynı mahkemenin 20.08.2019 tarih ve 2019/94 Esas - 2019/451 Karar sayılı vermiş olduğu Direnme kararı temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Dairemiz ile yerel mahkeme arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın örgütün hiyerarşik yapısı dahilinde bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de öncelikle, yerel mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hakkında kamu davası açılan sanığın, İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılaması neticesinde mahkûmiyetine yönelik hüküm kurulduğu, İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.02.2018 tarih ve 2017/191 Esas - 2018/93 Karar sayılı mahkumiyet hükmünde, genel ifadelerle “FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün her üyesine yüklenmeyen ByLock ve Coverme isimli programların sanığın telefonuna yüklenmiş ve sanık tarafından kullanılmış olması, Whatsapp isimli programda yaptığı yazışmada kendisine gönderilen "İmanı bütün feyizli mübarek bir şakirt kardeşimizdir kendisi" şeklindeki ifade içerisinde yer alan kimi ifadelerin örgüt üyeleri tarafından kullanılan ifadeler olması dikkate alındığında sanığın üzerine atılı FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sabit olduğu mahkememizce kabul edilmiş, sanığın tamamen inkara yönelik olan savunmasına yukarıda açıklandığı üzere delillerin mahiyeti ve ispat gücü anlamında mahkememizde bir tereddüt yaşanmadığından itibar edilmemiştir.
    Sanığın, örgüt içi haberleşme programı olmasına rağmen her örgüt üyesinin telefonuna kurulmayan Bylock ve Coverme programlarını kurmuş ve kullanmış olması” gerekçe gösterilerek mahkumiyete yönelik hüküm kurulduğu, kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemiz tarafından 03.04.2019 tarih ve 2018/6915 Esas – 2019/2277 Karar sayılı ilamıyla “Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden Bylock tespit ve değerlendirme tutanağının getirtilmesi, ayrıca gerektiği takdirde dosya içerisinde mevcut olan, istinaf aşamasında UYAP üzerinden dosyaya gönderilen ve sanık hakkında mükerrer soruşturma bulunması nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/14056 soruşturma sayılı dosyasının tetkikinden sabit hatlarla ardışık arama yaptığından bahisle hakkında soruşturma başlatıldığı anlaşılan sanık ile ilgili ardışık arama tutanaklarının da temin edilip incelenerek, tüm deliller birlikte değerlendirip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz bylock sorgu tutanakları ile (HIS) CGNAT kayıtlarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması” gerektiği belirtilerek bozulmasına yönelik karar verildiği, İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesince her ne kadar bozma kararına uyulması yönünde bir karar verilmemişse de, bozma sonrası önceki hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle direnme kararı verildiği hususları göz önüne alındığında; Dairemizin denetiminden geçmemiş olan yeni mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi Dairemiz tarafından yapılması gerekmektedir.
    Tüm bu açıklamalar kapsamında, vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilmekle,
    Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden Bylock tespit ve değerlendirme tutanağının getirtilmesi, ayrıca gerektiği takdirde dosya içerisinde mevcut olan, istinaf aşamasında UYAP üzerinden dosyaya gönderilen ve sanık hakkında mükerrer soruşturma bulunması nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/14056 soruşturma sayılı ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/59759 soruşturma sayılı dosyalarının tetkikinden sabit hatlarla ardışık arama yaptığından bahisle hakkında soruşturmalar başlatıldığı anlaşılan sanık ile ilgili ardışık arama tutanaklarının da temin edilip incelenerek ayrıca UYAP örgütlü suçlar soruşturma bilgi havuzu üzerinde araştırma yapılarak sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığının tespiti ile gerekirse ilgili şahısların tanık olarak dinlenmeleri sağlanarak, tüm delillerin CMK'nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

    Hemen Ara