Esas No: 2015/5562
Karar No: 2015/13839
Karar Tarihi: 21.12.2015
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/5562 Esas 2015/13839 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
KARAR
Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13/09/2013 tarihli ve 2013/387 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/04/2014 gün ve 106329 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararma itiraz üzerine merci tarafından 5271 sayılı Kanun"un 231/5-14. fıkralarındaki koşullar kapsamında denetlenerek, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığı, ceza miktarı, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet, zararın giderilip giderilmediği, suçun inkılap yasasında belirtilen suçlardan bulunup bulunmadığı ve denetim süresinin doğru tayin edilip edilmediği gibi hususlara ilişkin hukuka aykırılıklar nedeniyle denetim yapılabilmesinin, açıklanması geri bırakılan hükmün içeriğine ilişkin olan hukuka aykırılıkların denetlenememesinin anılan sözleşmeye ek 7 numaralı protokol"ün 2. maddesinde "Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı" başlığı altında düzenlenen " Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir." şeklindeki düzenlemeye aykırı olacağı,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 90. maddesi uyarınca "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarda kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde AİHS iç hukukumuzun uyulması zorunlu bir parçası olduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının esas bakımından incelenmesi gerekeceği, aynı zamanda Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarih ve 2013/15 sayılı kararının da itiraz merciinin hem maddi olay hem de hukuki yönden inceleme yapabileceğini değinmesi karşısında merciince esastan inceleme yaparak itiraz konusunda karar vermesi gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Hakaret suçundan yapılan yargılama sonucunda, sanık ..."nın TCK"nın 125/3-a ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri karar verildiği, itiraz üzerine mercii Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının şartlarının mevcut olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verdiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyen mercinin, hükmü usul ve esas yönünden denetleme yetkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
Kanun yararına bozma yoluna başvurulan sanık ... ile birlikte sanık ... da duruşmada müşteki avukata hakaret ettiğinden bahisle dava açıldığı ve sanık ... hakkında da müşteki avukata “Allah belanı versin, siz adaleti yanıltıyorsunuz, sizin adaletinize güvenmiyorum” şeklindeki sözleri nedeniyle hakaret suçundan mahkumiyet hükmü kurulup hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanık.. müdafiinin bu karara da itiraz ettiği, itiraz merciince her iki sanık hakkında da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının şartları yönünden değerlendirme yapılarak itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın da itiraz merciince esas yönünden incelemesinin yapılmadığı, bu nedenle sanık ... bakımından da mercii kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gelinmesi gerektiği düşünülmüştür.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan ve yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. CGK"nın 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 21.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.