Esas No: 2015/18609
Karar No: 2015/13830
Karar Tarihi: 21.12.2015
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/18609 Esas 2015/13830 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheliler ... ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17/07/2013 tarihli ve 2013/18243 soruşturma, 2013/9998 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 07/10/2013 tarihli ve 2013/1096 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/05012015 gün ve 840 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, şüpheli ..."in hakaret ettiği iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu şüpheli hakkında kamu davası açmayı haklı gösterecek delil elde edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müşteki şüpheli ..."ın diğer şüpheli ..."inde çalıştığı işyerine alacakları konusunda kendisine yardımcı olacağını düşündüğü Harun Üçer ile görüşmeye gittiği, işyeri önünde beklerken İbrahim Üçer ile karşılaştığı. İbrahim"in kendisine yardımcı olacağını belirtip kalem kağıt almak için hamama girdiği, bu esnada hamamın içerisinde olan şüpheli ..."in dışarı çıkarak .... hitaben "s.... a.... s...." şeklinde sözler söylediğinin iddia edilmesi karşısında, hamamın önünde ilk kez karşılaştığı İbrahim Üçer yerine şüpheli ..."e somut fiil isnadını haklı kılacak bir nedenin bulunmadığı gibi, müşteki şüpheliler arasında geçmişe dayalı husumetin olmadığı, müşteki ..."ın sinir krizleri geçirerek kendisini yere atmasının hayatın olağan akışına ters bir durum olduğunun anlaşılması karşısında, şüpheli ... hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemede olduğu cihetle, itirazın kabulü ile şüpheli ... hakkında kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, delil yetersizliği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, müştekinin karara süresinde itirazı üzerine, mercii Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyerek, reddeden merci kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Bu durum delil değerlendirmesini gerektirir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması için yeterli olduğu kanaatine varırsa dava açacak, aksi durumda takipsizlik kararı verecektir. Bu nedenle savcının delilleri değerlendirme yetkisi vardır. Aksi durumun kabulü her ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet savcısının kamu davası açmasını, delil takdirinin ise mahkemeye bırakılmasını gerektirir ki bu kabul lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir.
İnceleme konusu somut olayda; şüpheli ..."in hakaret suçunu işlediğine dair müştekinin somut fiil isnadı içermeyen, iddia edilen suçun işlendiğini göstermeye elverişli yeterlilikte olmayan beyanları dışında kamu davası açmayı gerektirir nitelikte delil bulunmadığı anlaşıldığından, itirazın reddine dair merci kararı yerinde görülmekle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
IV- Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 21.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.