Esas No: 2013/14467
Karar No: 2013/18249
Karar Tarihi: 18.12.2014
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/14467 Esas 2013/18249 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Tapu kaydında düzeltim isteğiyle açılan davada, mahkeme iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak, davacının talep konusu taşınmazın paydaşlarından birinin kaydının düzeltilmesi isteğiyle ilgili olarak yeterli inceleme yapılmadığı belirtildi. Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerinin, tapu maliki ile mirasçıları tarafından istenebileceği, ayrıca elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi birinin de tek başına tapuda düzeltme isteyebileceği belirtildi. Bu tür işlerde mahkemenin sağlıklı bir inceleme yapması gerektiği ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu saptanana kadar araştırma yapması gerektiği vurgulandı. Kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK’nin 382/9-ç, 12. ve 1086 sayılı HUMK\"nun 428.maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile; dava konusu 632 ada 4 parsel sayılı taşınmazın paydaşı ... oğlu ..."ın, kadastro tutanaklarına göre 1311 yılında öldüğü, mirasbırakan...oğlu ..."in ise 1898 (1314) doğumlu olup 1956 yılında öldüğü, bu bakımdan... oğlu ...yönünden iddianın kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöndeki temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün bu kısmının ONANMASINA,
Ancak, davacının talep konusu taşınmazın paydaşlarından .... oğlu ..... kaydının düzeltilmesi isteği bakımından mahkemece hükme elverişli bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği üzere, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür.
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.
Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu"nun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olayda, dosyada mevcut dayanak kayıtlara göre, taşınmazın bir kısım paylarının davacının mirasbırakanı ..., annesi ... ve kardeşlerine intikal ettiği, fakat tedavül kayıtları eksik olduğundan bu payların akıbetinin belirlenemediği, dolayısıyla ......"nin davacının mirasbırakanı...mi yoksa kardeşi ...mi olduğu hususlarının tam olarak açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren bütün dayanak kayıtları eksiksiz olarak getirtilip .... oğlu ...."nin ... kızı .... olup olmadığı konusunda kayıtlar üzerinde gerekli araştırma yapılması, diğer mirasçıların, özellikle nüfus kayıtlarına göre sağ olduğu anlaşılan ...."nun da ilgili sıfatıyla beyanlarına başvurulması; gerektiği takdirde tanıklarla taşınmaz başında keşif yapılmak suretiyle bir sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.