Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/14956 Esas 2013/18221 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/14956
Karar No: 2013/18221
Karar Tarihi: 18.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/14956 Esas 2013/18221 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkeme, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, miras bırakanın sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmış olması halinde mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kararda geçen kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi ve Türk Medeni Kanunu'nun 6098 sayılı yasaya göre 19. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2013/14956 E.  ,  2013/18221 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AKYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/04/2013
    NUMARASI : 2009/465-2013/259

    Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

     Dava, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, miras bırakan S"in 11.1.2008 tarihinde öldüğü, 5.3.2007 tarihinde yapılan satış işlemi ile; 181 ada 55 parselin davalı M"ya, 56 parselin davalı N"e, 57 parselin davalı M"ye, 59 parselin davalı M"e; aynı tarihli ölünceye kadar bakım akdi ile 101 ada 411 parselin davalı M"ya temlik edildiği, dinlenen tanık beyanlarından da miras bırakanın sağlığında çocuklarını bir araya getirerek taşınmazlarını mirasçıları arasında paylaştırdığı ve buna uygun olarak ifraz yapıldığı, davacıların babasına da maliki olduğu 58 parsel sayılı taşınmazı ve üzerindeki evi verdiği, ancak davacıların bu taşınmazı kabul etmedikleri, tüm davalıların halen miras bırakan adına kayıtlı 58 sayılı parselin davacılara ait olduğunu kabul ettikleri, 18.1.2012 tarihli oturumda da bu yöndeki beyanlarının tutanağa bağlandığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği ve 1.4.1974 tarih, 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararında da düzenlendiği üzere, miras bırakanın mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği taşınmaz malı hakkında Tapu Sicil Memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olması halinde saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar BK"nun 18. (6098 s. TBK"nun 19) maddesine dayanarak görünürdeki satış sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilirler. Ancak, miras bırakanın sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmış olması halinde mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden, olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı kuşkusuzdur.
    Öte yandan, ölünceye kadar bakım akdi ivazlı akitlerden olup, bakılmadığı iddiası bakım alacaklısına ait bir hak olup mirasçıları tarafından ileri sürülemeyeceği gibi, ölünceye kadar bakım akdi ile temlik edilen 411 sayılı parsel bakımından davalının bakım borcunu da yerine getirdiği kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince, miras bırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmediği, sağlığında mallarını mirasçıları arasında paylaştırmayı hedeflediği ancak davacıların babalarına verilen taşınmazı beğenmedikleri, ne var ki davalıların feragat yönündeki beyanları karşısında davalıların 58 sayılı parselin adlarına tescilini sağlayabilecekleri açıktır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin  harcın  temyiz  edene geri  verilmesine, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

    Hemen Ara