Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, davalı ile kayden paylı malik oldukları 1264 parsel sayılı taşınmazın tamamının, ekim-dikim yapmak suretiyle davalı tarafından kullanıldığını, taşınmazdan yararlanamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.
Davalı, aralarında yaptıkları harici ve rızai taksim neticesinde dava konusu taşınmazı 2000 yılından beri kullandığını, bu taşınmaza bitişik olan 1265 sayılı parselin de davacı tarafından kullanıldığını, taleplerin haksız olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının kullanımının fiili taksime dayandığı, intifadan men edilmeyen davalının ecrimisil ödemekle sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, çekişme konusu 1264 sayılı parselin davanın tarafları ve dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu, komşu 1265 sayılı parselde de yine davanın taraflarının paydaş oldukları, anlaşma üzerine 1264 sayılı parseli davalı, 1265 sayılı parseli ise davacının kullandıkları, dava açılmadan önce 5.9.2012 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile davacının davalıdan taşınmazdan el çekilmesini ve ecrimisil istediğini bildirdiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve TMK"nun 683. maddesinde düzenlendiği üzere; ""Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.""
Öte yandan ecrimisil, taşınmazı haksız kullananın, malike ödemekle yükümlü olduğu bir bedeldir.
Somut olayda, dava konusu 1264 parsel sayılı taşınmaz ve komşu 1265 parsel sayılı taşınmaz anlaşma uyarınca müstakil olarak kullanılmış ise de, parsellerin paylaşılması şeklindeki fiili kullanım biçimine itibar edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Ayrıca, ihtarname tebliğine kadar davalının çekişme konusu taşınmazı kötü niyetli olarak kullandığını söyleyebilme olanağı da yoktur.
Hal böyle olunca, davacının payı oranında elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve ihtarname tebliğ tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.